CHP'nin önde gelenlerinden ve fazla ileri gidenlerinden birisi
bize hakaret etmiş. Bir "tüvit" atmış, sonra korkmuş, hemen
silmiş
Yalnız bana değil, birçok gazeteci arkadaşa. İçlerinde iki de hanım
var.
Hakarete niçin uğramışız? Çünkü CHP'de kurultay istiyormuşuz!
Sen bizi kendi amigolarınla karıştırdın... Ben CHP'de kurultay
istemedim. CHP benim değil, rahmetli babamın partisidir. Ne halt
ederseniz edin, bana ne?
"Kılıçdaroğlu gitsin, İnce gelsin" de demedim.
"Benim için farketmez" dedim.
Sen önce "okuduğunu anlama yeteneği" kazan da sonra bize saldır a
teres.
Bazı kişiler "Kılıçdaroğlu gider İnce gelirse CHP seçimi kazanır" sanıyorlar.
Bazı gazeteci arkadaşlar da bundan "Türk demokrasisine pay çıkarmaya" çalışıyorlar. Herhalde Tayyip Erdoğan darbeyle iktidara gelmiş, ya da uzaylıların oylarıyla.
CHP'nin oyu yüzde 25'tir. Üç aşağı, beş yukarı.
Kılıçdaroğlu bunu üç puan düşürebilir, İnce beş puan arttırabilir. Sonuç değişmez, CHP hep "yüzde 20-30 bandında" gider gelir. Yirminin de altına düşmezse ne devlet...
CHP'nin yüzde 50'yi aşabilmesi için hiçbir neden yoktur. İnce'nin oraya varmasına daha 20 puandan fazla vardır.
Hiçbir neden yok, çünkü "Erdoğan'ın yaptıklarını yıkacağız"dan başka söylediği bir şey yok.
CHP'nin bütün derdi birkaç belediye kazanmak, elindeki "kemikleşmiş" belediyeleri de korumaktır, o kadar.
Durum böyle olunca, başına kimin geleceği ya da hangi siyasi çakalların hangi arpalıkları paylaşacakları da hiçbir önem arz etmiyor.
Buyurun, yiyin birbirinizi. Emekli memurları ömürleri oldukça heyecanlandırmaktan başka bir kazancınız olmayacaktır. Kahvehanede pişbirik oynarken ve ıhlamur içerken ya da maaş kuyruğunda beklerken geyik malzemesi olursunuz.
Bize de ancak "mizah malzemesi" çıkar ki, CHP'ye daha ciddi bir yaklaşım da artık mümkün değildir.
Bu parti, ciddiye alınır olmaktan çoktan çıkmıştır.
Efendim, ya İyi Parti mi? O oraya hiç girmedi ki!