Herkesin bildiği gibi, "kişiye özel" kanun
olmaz.
Ama bizde olur: Atatürk'ü Koruma Kanunu.
"O kişi değildir ki, o bir ilahtır" falan
diyecek olanlar lütfen yazıyı hemen burada bıraksınlar,
okumasınlar.
Akıllı insanlar için biz sözümüze devam edelim:
Bu kanun, iktidarının hemen başlarında Adnan Menderes
tarafından "DP'nin Atatürkaleyhtarı olduğu şeklindeki CHP
iddialarını kesmek" amacıyla çıkarılmıştır. "Bakın biz
sizden daha Atatürkçü'yüz" denilmek
istenmiştir.
Ve de Atatürk heykellerine saldıran manyaklar, Zübeyde
Hanım'a küfür eden serseriler v.b. sayesinde(!) de, altmış altı
yıldır öylece kalmıştır.
Bugün bu kanunu kaldırmak isteyecek olana da ayrıca
hakaretler yağdırılacak, kıyamet kopacaktır. Bu kanunun
kaldırılması sözkonusu değildir ve olmayacaktır.
Fakat "hiç olmazsa Tayyip Erdoğan'a hakaret serbest
olsun" diyenler var.
Bunlardan bazıları "cumhurbaşkanlığı makamının boş
olduğunu, dolayısıyla boşluğa hakaretin hakaret
sayılmayacağını" ileri sürecek kadar azgındırlar
ve onları kimse ciddiye almıyor.
Bazıları çok daha tilkidir: "Cumhurbaşkanı partili
olduğuna göre diğer siyasetçilerden bir farkı olmamalı"
diyorlar ve "farklı bir koruma rejimine tabi
olmamasını" istiyorlar.
Yani, cumhurbaşkanına hakaret özel bir suç
sayılmasın.
Ama Atatürk'e hakaret özel suç sayılmaya devam etsin. (Oysa
partili cumhurbaşkanıydı.)
Bunu niçin istiyorlar?
Herhalde Erdoğan'a gönüllerince hakaret edebilmek için değil,
çünkü o gene suç.
O zaman ne elde edecekler? Ne değişecek?
Erdoğan'ı "herhangi bir parti başkanı"
derekesine indirip prestijini biraz kırmış
olacaklar, okadar...
Bu bir marifet midir?
Erdoğan bununla seçim mi kaybedecektir?
Cumhurbaşkanı "eskiden devletin ve milletin birliğini
temsil" edermiş, yeni anayasaya göre
artık etmiyormuş!
Atatürk milletin kaçta kaçını temsil ediyordu?
Yoksa partili bir cumhurbaşkanı olarak, temsil etmediği kişi
ya da kitleler de mi vardı?
Herkes eleştiri karşısında eşitti de Atatürk biraz daha mı
eşitti?