Bugün kimse yazı mazı okumaz. Bugün kimse gazete bile okumaz. ("Kitap" deyip birilerini güldürmek istemiyorum, hangi ülkede yaşadığımı biliyorum.)
Gazetelere şöyle üstünkörü bir göz gezdirilir: Gayrımenkul reklamları, tur ilanları, maç kıtlığında asma budayan spor sayfaları...
Hangi parti başkanının yeni yıla nerede girdiği de kimsenin umurunda değildir, hangi içkili gazinoda hangi kelek şarkıcıyla kimin kaç bin liraya kazıklandığı da...
Bugün boş boş televizyona bakılır.
Eski "nüfus sayımı" günlerindeki gibi...
Sokağa çıkmak yasak değildir ama sokağa ya hiç çıkılmaz ya da geç çıkılır. Üstelik hava da soğuktur.
Çünkü kafalar akşamdan kalmadır. Mideler de.
Bugün baş ağrısı, mahmurluk, Aspirin ve Talcid bayramıdır!
Bugün kimse çalışmaz. Hıristiyan da çalışmaz, ateist de çalışmaz, eh, fırsat bilip Müslüman da çalışmaz.
Bugün kimse dükkan açmaz. Kimse alışveriş düşünmez (maaş, hele araya böyle cumartesi pazar da girince, pazartesiye kalmıştır.)
Bugün kimse "marketten" bir şey almaya da kalkmaz, her türlü yiyecek içecek yılbaşı akşamından yağmalanmıştır.
Genel kurala aykırı olarak bugün çalışmak zorunda kalanı da (gazeteci, asker, polis, nöbetçi doktor, nöbetçi eczacı) kimse düşünmez.
Bugün geç kalkılır.
Gündüzlerin uzadığı sanılır, erkenden gece oluverince şaşılır.
Birşeylerin değişmiş olacağını sanırsın, meğerse hiçbir şey değişmemiştir.
Bugün, bir an önce akşam olsun diye beklenir.
"Kalık" yemekleri bitirmeye çalışmak üzere...
Yağlı çatal değmiş beyazpeynir, helmelenmiş fasulya pilakisi, pörsümüş salam, içi geçmiş salata, avuç avuç da çok gereksiz fındık fıstık. ("Bir gelen olur" diye alınmış, hepsi elde kalmıştır.)