Şatonun damı aktarılacaktı ama parası yetmiyordu...
Damın aslına uygun olarak "arduvaz" kaplama olması da şarttı
tabii...
O da şöyle bir çıkar yol bulmuştu: Her bir arduvaz tabakanın üstüne
(el kadar bir şey) isteyen adını yazdırabiliyordu.
Ceremesi 25 avro!
Dama çıksan da görünmez, tepeden helikopterle baksan da
okunmaz.
Belki birkaç yüzyıl sonra şatonun damını yeniden aktaracak olanlar,
o kırık arduvaz parçalarından birinin üstünde senin adını görürler
de on dakikalığına on kişi nezdinde meşhur olursun.
NASA bir kampanya başlatmış. "İsmini Mars'a götürelim"
kampanyası.
2020'de fırlatılıp 2021'de Mars'a ulaşacak olan uzay aracına
"ismini yazdırıyorsun"...
İsimlerin neyin üstüne yazılacağını merak ettiyseniz söyleyelim:
Hepsi bir "mikroçipte" toplanacak.
Herhalde eser-i cedit kağıdına yazacak değillerdi.
Fakat katılana bilet de kesiyorlar, maç biletine benziyor. Onu
saklıyorsun, ileride torununa torbana gösteriyorsun,
yutturabilirsen "dedeniz Mars'a bile gitmiş adamdır" diyebilmek
için.