Bunu İsmet Paşa söyleyince paşayı göklere çıkarırlar.
Ancak, söylemek değil yapmak marifettir.
Paşa bunu söyledikten kısa bir süre sonra "Amerikan parmağıyla"
devrilmiş, bir daha da iktidar yüzü görememişti...
Yeni bir dünyanın kurulmasına da daha elli sene kadar vardı...
Şimdi aynı sözü Tayyip Erdoğan söylese paşacılar kıyameti
koparırlar.
Fakat "gidişat" oraya doğrudur.
Şimdi NATO'da gerek Atatürk'e gerekse Erdoğan'a edilen ağır hakareti nasıl yorumlayalım?
Acaba bize "NATO'dan çıktık" dedirtmeye mi çalışıyorlar?
Sanmam. Bu çok ucuz ve çok pis bir "gözdağı verme" girişimi. Bir o kadar da ahmakça.
Yani, "sakın Rusya'dan silah alma" uyarısı.
Böyle aşağılık bir saldırı karşısında Türkiye'nin nasıl "kenetleneceğini" düşünemiyorlar.
Amerikan sineması CIA örgütünü hep "mükemmel ve çok güçlü" göstermeye çalışmıştır. Oysa içlerinde eşek çoktur.
Küba'yı, İran'ı böyle kaybettiler.
Irak'ta çamura böyle saplandılar.
Şimdi de Türkiye'yi kaybetmek üzereler.
"Türkiye'yi Fetö pisliğine hediye etme" girişimiyle ipleri koparan, geri dönülmez adımı atan da onlardır.
Uşakları da şu anda kodesteler.
Merak ederim: Sözde liberal o vatandaşlar, Fetö'nün getireceği şeriat düzeninde nasıl yaşayabilecekler, nasıl yazabileceklerdi?
Fetullah'ın donunu koklayan, ayakkabısından su içen, yemek artığını yiyen sapık heriflerin diktası altında mutlu mu olacaklardı? *** Kendimize yeni bir yol çizeceğiz.
Yirmi birinci yüzyılın kurulmakta olan yeni dünyasında yeni yerimizi alacağız.
Bunu "atıp tutma" düzeyinde bırakmak zorunda kalmış olan İsmet Paşa'nın ruhu şadolsun.
Ama "NATO'ya aldılar da girmedik mi Celal Bey" diyen İsmet Paşa'nınki değil.
Atatürk'ün kıymeti şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Peki, "daaevrimci arkadaşların" bu gelişmelere sevinmeleri gerekmez miydi?
Ne gezer! İliklerine işlemiş "Tayyip nefreti" onları bir kere daha tarihin çöp sepetine itecek.
Zaten çoktandır oradalar da, ara sıra sepetin kapağını kaldırıp kafalarını uzatıyorlar...