Mermi yorgun falan değil tabii, fiyakalı olsun diye öyle deniyor.
"Abi ben çok dolandım, artık gidip birine saplanayım" durumu yok yani.
O yorgun mermi son olarak sokakta oyun oynayan bir çocuğa saplanmış.
"Yakınlardaki" bir düğünden atılmış.
Eğleniyorlarmış.
Bu sefer, hayrettir, damat vurulmamış.
Bu lumpenlerin niçin ille damat vurdukları, gelinlere bulaşmadıkları da ayrı bir soru işaretidir.
Kayınço da vururlar, enişte de.
Kadınlara saygı gösteriyorlar, onlara bulaşmıyorlar.
Ama damat vurmak ilginçtir: Belki de yürümeyecek ve her iki tarafı da mutsuz edecek bir evliliği daha "kaynağında" bitiriyorsun.
Çocuk da yapamıyorlar, al sana doğum kontrolü.
Ateş ediyorlar.
Hem düğünde, hem asker uğurlamada. Kimi zaman da balkonda çay içerken. Hani o genç kızlarımızın ne hikmetse patır patır düştükleri balkonlar var ya...
Niçin ateş ediyorlar?
Keyif için.
Peki bununla birilerini öldürebileceklerini düşünmüyorlar mı?
Düşünmüyorlar.
Çünkü kendi hayatlarının bir değeri olmadığı gibi çevredeki insanların da değeri yok.
Ölürse ölür, ne olmuş yani?
Pandeminin yoğun döneminde ziyaretime gelmek isteyen ve reddettiğim eski bir arkadaşım, "Canım nasıl olsa bir şeyden ölecek değil miyiz?" diyordu telefonda...
Arkadaşım kasap çırağı değil, Galatasaray mezunuydu.