RTE yetkin biçimde hakikati eğip bükmeye devam
ediyor. Karşısında soru soracak basın mensubu kalmadığı için,
kürsüden esip gürledikten sonra ekranlarda da ballandıra ballandıra
anlatıyor aklına geleni! Meğer İstanbul’un dikey biçimde
betonlaşmasına karşıymış, öğrendiğimiz iyi oldu. Artık mahpushane
diyeceğimiz güzel İstanbul’umuzda, her birimiz tutsak haldeyiz.
Şehrin etrafı betondan binalarla çevrili, yukarıdan bakınca, demir
parmaklık biçiminde olduğunu daha net görürsünüz yapıların. Bu AKP
düzeninin net göstergesidir. Teslim olmuş, esir düşmüş insanlar
şehri.
Ülkenin “beka” sorunu varmış, doğrudur. Açık söyleyelim; AKP’nin
yarattığı salgın cehalet “beka” sorunudur. Muhalefete de sıçramış,
bulaşıcı haldedir. AKP’li yılları anlamak için, Kartal’da çöken
binaya bakmak yeter. Şu an Erzurum’da başkanlığa devam eden
Mehmet Sekmen, Kartal’da bu binanın kaçak
katlarını onaylamış. Çökünce, ölenler şehit(!) oluyor! Tarif
herkesi avutuyor, muhafazakâr ikiyüzlülüğün en somut hali! Ölenleri
bilmem ama kalanlar reisten razı! İnsanlar “imar barışı” adlı
talandan payına düşeni almakla meşgul!
İşin özü şudur; ahali “çalmak” konusunda rahatsız değildir, yurttaş
“neden o çalıyor da, ben çalamıyorum” kaygısındadır. Bu neo-liberal
siyasetin düsturudur. Avanta kültürü her zaman sağ siyaset eliyle
pazarlanır. Reis çay paketiyle, seyyar satıcı gibi pazara çıktı,
bugünün ruhunu en güzel özetleyen görüntüydü. Batmıştır gemi,
malları talan edilmiş, elde avuçta bir şey kalmamıştır. Tanzim
satış meselesi apayrı yazı konusu gerçi: Düşkün halka, sadaka
dağıtmak için farklı yollar bulan AKP, şimdi yeni aldatmaca ile göz
boyuyor. Lakin ortaya çıkan hazin tablodan ürkmüş oldukları belli.
Seçim öncesi kuyruklara tahammül edeceklerini sanmam.
Bitirimlikle buraya dek gelinebilirdi. Kimileri, “