Dayanışma, değerli kavramdır. Toplumun yan yana durması, kişilerin birbirlerinin sorunlarıyla ilgilenmesi, mesele haline getirmesi duyarlılık, gelişmişlik göstergesidir. Bu kavramlar bilinçle oluşur. Hem kişinin etik değerleri önem kazanır hem ideolojik duruşu biçim verir davranışlarına. Elbette yurttaşlık bilinci en önemli unsurdur.
Kapitalizm “düşkünler toplumu” yaratır. Birinin varlıklı olması için geniş kesimlerin yoksulluğuna dayanan bu düzen, kişinin hakları yerine “yardım” fikri koyar. Yani güçlü, zengin olan, ötekinin düşkünlüğünden yararlanıp, ona yardım ederek hem kendi varlığını meşru hale getirir hem ruhunu serinletir. Çaresiz emekçinin, onu sömüren patronuna “Allah razı olsun ekmeğini yiyoruz” demesi bundandır. Sanır ki patron ona lütufta bulunmuştur. Oysa hakikat işçinin patronunun alın teri olduğudur, üstelik üretilen artı değerden hak ettiği payı da alamamaktadır.