Mehmet Baransu elinde bavuluyla sırıtarak poz
veriyordu. Vesayet düzenini bitirecek evrak o bavulda saklıydı,
açılacak ve ülkenin makûs talihi dönecekti! “Taraf” denen operasyon
gazetesi ve liberallerin, cemaatin, yandaşların tüm yayın organları
bas bas bağırıyordu “Ülkenin bağırsakları temizlenecek” diye. Bavul
açıldı; içinden ölüm (cinayet), gözyaşı, her tür adaletsizlik ve
nihayetinde Cumhuriyeti çökertme belgeleri çıktı. Sonucu 15
Temmuz’a dek dayandı. Dönemin ortakları AKP ve
Fethullah şimdi kavgalı.
Geçen gün elinde bavullarla AKP genel başkan yardımcısı YSK’nin
kapısına dayandı. Dedi ki: “Seçimlerde öyle hile, usulsüzlük var ki
bizim aklımız almıyor!” Herhangi biri onların aklının almayacağı
hileyi nasıl kurgular, benim aklım onu almıyor! Şeytanın aklına
gelmeyecek numaralar gördük bu güne dek! Haksızlık etmeyeyim, eski
ortakları Fethullahçılar çok daha titiz çalışıyorlardı. AKP seçim
sorumlusu başkan yardımcısı kamera karşısına geçince iyi gördük
bunu. İki saate yakın konuştu, ne dediğini ben anlamadım, kendisi
biliyor mu, ondan da emin değilim doğrusu! Sonuç şu: “Elimizde
delil olsun olmasın bu seçimde hile var. İlle de tekrarlansın!”
Tek koşulla tekrar olur!
Kazanılmış seçimin tekrarına “hodri meydan” demek doğru değildir.
Sandıkları canı pahasına koruyan başta CHP örgütüne ve halka
haksızlık olur. Tüm siyasi partiler (ikisi hariç) sonuçta
uzlaşmışken, kabadayılığın âlemi yok. AKP’ye demokrasinin “sandıkla
gelip, sandıkla gitmek” olduğu anlatılmalı. Her ne kadar
çoğunlukçu, salt sandığa indirgenen seçimler pek bir işe
yaramıyorsa da, en azından buncasına sahip çıkmak gerek. İstanbullu
iradesini koydu, bunu korumak en büyük siyasal görevdir.
Gelelim Yavuz’un konuşma...