Gazeteci Yavuz Selim Demirağ’a saldıranlar ilk
ifadelerinde, “Kişiyi tanımayız, yap dediler yaptık” dedi. Bir
zaman Çiller’in, “Devlet için kurşun atan da,
kurşun yiyen de şereflidir” cümlesi aklıma düştü. Önce sosyal
medyada hedefe oturtuluyor insanlar, ardından cezaları (!)
veriliyor. “Çubuk” saldırganının salıverilmesinin ardından, kendini
görevli sayan başkaları da yüreklendi anlaşılan.
ODTÜ’lü gençlerin “Devrim Stadyumu”nda festival yapma zaferini
içine sindiremeyen rektörlük, böylece intikam almak istedi. LGBT
yürüyüşünün kime, ne zararı var biri söylese de anlasak.
Üniversiteler her rengi içinde barındırır, hele ODTÜ ülkenin
dünyaya açılan penceresidir.
Yazı yazan, fotoğraf çeken, haber yapmak dışında suçu olmayan
gazetecilere yönelik baskılar artacak. Gözaltı, tutuklama, darp!
Öte yandan akıl almaz cezalarla televizyonlar susturulmaya
çalışılıyor. Belli ki hakikat gizlenmek isteniyor. Nedir hakikat?
“İstanbul seçimini İmamoğlu kazandı!”