Hatay yanarken yüreğim dağlandı. Güzel memleketimde her nedense(!) yazları ardı ardına yangınlar çıkar, sonra bir bakarız ki oralarda ya oteller, ya siteler yapılır. Şimdi maden işleri de eklendi gerçi! Hatay baba memleketi, orada doğmadıysam da toprağını, suyunu, insanını bilirim. Çok zaman önce başladı Hatay’ı karıştırma isteği, tanığım, elbet öfkeli ve üzgünüm. Gelin size biraz Hatay’ı anlatayım.
***
Hep söylenir ya “çok dinli, çokkültürlü, barış şehri” diye, doğrudur. Çocuktum, yaz tatili için dedemlere kalmaya gitmiştim. Babaannem komşu gezmesine götürmüştü. Ev sahibi hanımın adı “Loris” idi. O güne dek böyle bir isim işitmemiştim, ancak Müslümanlara verilen bir ad olmadığının da ayırdındaydım. Eve dönünce sordum babaanneme, anlattı: Loris Teyze Müslümanmış, ancak annesi, Hıristiyan komşusunu o kadar çok severmiş ki kızı olunca onun adını vermiş evladına. Çocuk aklımla içime işlemişti öykü.