Bayram sonrası bir de açık kalp ameliyatı olacakmış. Anne,
elbette kaygılıydı, ancak günlük yaşamında bu mücadeleye o kadar
alışmış ki, cümleler kolayca döküldü ağzından. Ne yalan
söyleyeyim, bir an gözlerim doldu. “Sarılır mısın bana Özdeyiş”
dedim. Hayatımdaki en güzel armağanlardan birini aldım. Güven, ve
içtenlikle kollarını doladı boynuma, öylece durduk bir süre.
Anneyle sözleştik, beni bilgilendirecek, hatta hastanede ziyaret
etmeme izin verecekler Özdeyiş’i. Gün, bu duygu yoğunluğuna eşlik
eden düşüncelerle geçti. İnsan elde olmadan, doğrusu bencilce,
hemen kendine döner bu tür durumlarda. 12 yaşında kızım var.
Sağlığı, neşesi, gelişimi için kaygı duyar, en iyiyi bulmak
isterim. Beylik tutumla “önce sağlık” deyip, kestirip atmayacağım.
Kuşkusuz sağlık çok önemli! Sağlık dediğimiz nedir peki? Görece
beden sağlığı yerinde olmak yetiyor mu? Nasıl bir çevrede
yaşıyoruz, aldığımız soluk temiz mi örneğin? Ve elbette
çocuklarımızı ne hale getirdiğimizi düşündüm. Bizim memlekette
Milli Eğitim çocukları hasta etmek için vardır, işbirlikçisi de
anne, babalardır!