Devletin resmi tarikatı “Menzil”in her gün yeni haberlerini
okuyoruz. Siyasal İslamcılık doğal olarak örgütlenmesini
tarikatlar, cemaatler üzerinden yürütüyor.
Fethullah’la kavga ne zaman, hangi gerekçeyle
çıktı ona bakalım. İlkesel bir ayrılık mıydı söz konusu olan, çıkar
çatışması mı? Hepimiz biliyoruz ki, eğer Erdoğan
iktidarı daha çok paylaşsa, yola çıkıştaki koalisyon devam ederdi.
Yarın dengeler bozulursa Menzil de “METÖ” olur. Tüm cemaat ve
tarikatlar siyasal örgütlerdir. Tehlikelidir. Devleti kendi
anlayışları doğrultusunda yönetmek isterler. Her türlü numarayı
yaparlar. Siyasal İslam derin pragmatizm (yararcılık) içeren,
hileyi amaca giderken meşru gören anlayıştır. Hiçbir ilkesi
olmayan, kolayca kılıktan kılığa giren siyasal İslamcılarla
mücadelenin güçlüğü buradan gelir.
Bazen kravatlı, elinde rakı kadehiyle görürsünüz onları. Kimi zaman
CEO olarak şirket başında, bazen dershane öğretmeni olarak çıkar
karşınıza. Hekim olur örneğin. Bakarsınız akademik sıfatları üst
üste yığmış ekranlarda boy gösterir. Bu kişilerin ortak özelliği
“liberal” tezlerin arkasına gizlenmeleridir. Onlarla başa çıkmanın
tek yolu, sağlıklı zihinle “ilericilik/gericilik” farkını tahlil
etmiş olmaktır. Aksi halde demokrasi oyunu içinde kendinizi “Abant
Platformu” kürsüsünde bulabilirsiniz.
Gericiliğe ilkesel olarak karşı çıkarsanız risk ortadan kalkar.
Siyasal İslamcı ne denli “liberal” parıltılı cümleler kursa da,
kendini ele verir. Kolayca “ateist” kılığına giren bu kişiler, söz
konusu “devrimcilik” olunca gizlenemezler. Fethullahçılarla
defalarca bunu sınadık. Bize tarikatları “sivil toplum kuruluşu”
diye satmaya çalıştıkları tartışmaları anımsayın. Zaman
gazetesinde, Samanyolu’nda neler yazıldı, söylendi; belleğinizi
yoklayın.
Menzi...