RTE, “Ezana saygısızlık ettiler” dedi,
havuzcular hep birden attılar manşeti: “Ezan bayrak düşmanları”
diye. Tek millet, tek devlet günlerinde, elbette “tek manşet”
olacak, aksini düşünmek hayalciliktir! Bu kez “kadınlar” düşman
ilan edildi RTE tarafından. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, halkın bir
kısmını hedef gösteriyor ve bu durum artık sıradan geliyor
hepimize. Talimatı alan gerici kalabalık ertesi gün Taksim’de gövde
gösterisine çıktı. Bunu rastlantı saymayın, 24 Haziran gecesinde
benzer ekipler caddelerde dehşet saçmıştı.
Seçim sürecinin adil koşullarda geçmediğini biliyoruz. O gün sandık
güvenliği sağlanabilecek mi, sayım hangi koşullarda olacak, merak
konusu. Genel kanı, muhalefet ancak açık farkla kazanırsa
usulsüzlüğün önüne geçilebileceği yönünde. Hep yazdım, AKP seçimi
kaybedemez, anımsattım da: “7 Haziran’da nasıl tutum takındıysa,
aynına devam eder” dedim. (Apar topar Mansur
Yavaş için hazırlanan iddianame bunun
göstergesidir) Bu kez durumu farklı kılansa, artık AKP’nin iktisadi
krizi yönetemeyecek halde olması. Tarihin en ilginç dönemeçlerinden
birindeyiz. Nisanda eğer sıcak para bulamazsa iktidar, ciddi ciddi
iflas edecek ülke. Tüm iktisatçılar aynı yönde yorum yapıyor.
Beka sorunu nedir?
İktidarın “beka sorunu” dediği nedir, elimizde veri yok anlamak
için. Toplumu doğrudan yardım adı altında/sadaka ilişkisiyle
yönetti AKP. Üretmeyen, düşünmeyen insanların nasıl tavır
takınacağını kestirmek güç! Bencil insanın siyasal sadakati yoktur,
çıkarı neredeyse yönünü o tarafa çevirir. Adına “Cumhur İttifakı”
denen yapının çatlaması “an” meselesi. Doğrusu
Bahçeli’nin beklenmedik zamanlarda sahne alışını
rastlantı sayanlardan değilim. Ne zaman RTE’den vazgeçer MHP lideri
göreceğiz...