Devlet Bahçeli’nin yetmiş
birinci yaş gününde hediye olarak aldığı kurt kafası insan olanın
yüreğini kanatır. Hayvan neyin simgesi olduğunu bilmiyordu
kuşkusuz. Ölümü kutsayan hangi anlayış olursa olsun tehlikelidir.
Her milliyetçilik önünde sonunda kendi soyunun üstünlüğüne dayanır.
Düşünsel/sanatsal anlam üretemeyen yığınları kolay yönetmek,
uyuşturmak için kullanılır bu yöntemler.
Irkçılık her yerde azdı. Göçmenlik dünyanın birinci sorunu haline
geldi. Kapitalizmin yarattığı “tüketim toplumu” kaynakların eşitsiz
dağılmasına, hızla tükenmesine neden oldu. Ekolojik denge bozuldu,
küremizin sınırlı ömrü kaldı, şimdi başka yaşam alanları yaratmak
için gözünü diğer gezegenlere dikti insanlık. Kapitalizm ne zaman
krize girse savaş ister. Savaş için dincilik/ mezhepçilik ve
milliyetçilik kışkırtılır. Diyeceğim; daha güzel bir dünya için
cumhuriyetçi olmak, laik olmak yetmiyor aslında. Bunlar çoğu zaman
liberal demokraside, kapitalizmde de rastlanan özellikler. İnsanlık
sosyalizme mecburdur.
“Suriyelilerin bununla ilgisi ne” diye soracaksınız. İki kutuplu
dünya sonlanınca, dünya jandarması ABD türlü ayak oyunları yaparak
bölgemizi tamamen yönetmek istedi. İlk adım tarihsel müttefiki(!)
Türkiye’nin yapısıyla oynamak oldu. Ilımlı İslam adı altında eski
Mili Görüşçüleri, FETÖ’cüleri, liberalleri bir araya getirdi.
Kemalizme karşı kurulan bu cephe başarılı oldu. Ülkenin asgari
laiklik direnci kırıldı. Ortadoğu ülkesi olundu çarçabuk. Irak
özellikle önemliydi. Saddam devrildi. Ardından
Mısır ve Libya geldi. İşler yolunda görünüyordu. Hedef Suriye ve
ardından İran’dı. Türkiye hükümeti ile işbirliği yapıldı ve
cihatçılardan oluşan, adına Özgür Suriye Ordusu denen katiller
çetesi kuruldu.
ÖSO denen bu çete Esad’a karşı Suriye’yi
kurtaracaktı sözde. Ancak İran ve Rusya hakikati...