Pek meraklı değilim yılbaşı kutlamalarına gerçi, aile arasında
toplanmak için koyulduk yola. İstanbul trafiğinde adım adım
ilerliyoruz. Derken kocaman ilanlar çıkmaya başladı karşımıza.
RTE ve Binali yeniden tarih
yazacaklarmış. Eyvah dedim, kalan İstanbul’da elden gidecek…
RTE’yi telefonla arayan Merkel kutlamış Binali
tercihinden dolayı. RTE, “Koydum onu İstanbul’un başına” demiş.
Merkel, ülkede seçim olmadığını kavramış, atamadan dolayı kutlamış!
RTE, “Bu Binali iyi iş görüyor, hem Meclis Başkanı olsun, hem de
İstanbul’un başı olsun” fetvası verdi. Bizim muhalefet, basının
büyük kısmı, seçmenlerin anlamlı oranı hâlâ seçim olacağını
sanıyor!
Binali’nin hem Meclis Başkanı, hem de İstanbul şehremini adayı
olması anayasaya aykırıymış! Eee? O halde neden hâlâ
Meclis’tesiniz, neden yarış var gibi kandırıyorsunuz ahaliyi?
Girmeyin seçime, terk edin Meclis’i! Olmaz mı?
Konu konuyu açıyor, Meclis dediğin de nedir sanki? Kenan
Sofuoğlu’nun ayaklarını milletin masasına uzatıp,
danışmanlarına “emir erlerim” dediği, işlevsiz bina! Danışmanın
biri sırrı açık etti: “Kenan Abi her şeyimize sahip çıkar, diğer
vekiller gibi danışmanların maaşlarından pay almaz”. Aha işte,
hayaldi gerçek oldu, yeni Türkiye bu! Birader bu nasıl tezgâh,
soran yok! Kimin eli kimin cebinde bilen yok!
Meclis deyince, kod adı “Yeliz” var ya, hani gizliden tweet atıp
ebelenen AKP vekili! Ahmet Hamdi Çamlı bir türlü
Türkçe yazmayı öğrenemedi. Yine garibim kendini ifade etmek için
çabaladı ama özel bir dil kullandığından kavramak mümkün olmadı.
RTE, “Allah rızası için” şunu Türkçe kursuna gönderse. Radyoda
“Dünden bugüne siyasal tarih” programı vardı.
Menderes’in “Size odunu aday gösterse...