Devir değişti. Artık büyüğe saygı hak getire.
Günlük alanda olmayanı, yeşil sahada arayan var mı hâlâ? Henüz 6-7
yaşlarında her sabah sınıfa girmeden önce “Yasam, küçüklerimi
sevmek, büyüklerimi saymak” diye haykırırdık ne anlama geldiğini
pek bilmeden.
Büyüğün ne demek olduğunu ve neden saygı duyulması gerektiğini
zamanla öğrendik.
Ancak devir değişti. Şimdi büyüğe saygı hak getire. Günlük alanda
olmayanı, yoksa hâlâ yeşil sahada bekleyen mi var?
***
Teknik heyetinden futbolcusuna kadar Gökhan Çıra’ya bilenmenin
etkisiyle Tuzlaspor karşısında Aslan olduğunu hatırlayan
sarı-kırmızılı takımın Göztepe deplasmanında ne yapacağı büyük
merak konusuydu.
İç sahada çok zorlanan, deplasmanlarda ise fobiye yenik düşen
Galatasaray, baskılı oynama arzusuyla başladı maça ama 15 yıl
öncesinin demode dizilişinin (4-1-3-2) faturası ağır oldu.
Bir başka deyişle bu diziliş, bir maçın gidişatında büyük rolü olan
orta sahanın Selçuk, Feghouli, Belhanda ve Ömer dörtlüsüne teslimi
anlamı taşıyordu.
İleri ikilideki Babel ve Falcao’nun zaten savunma yapmadığını, orta
sahadaki dörtlünün de sadece Ömer Bayram’la direnç gösterebileceği
maç öncesinden belliydi aslında.
Buna karşın, Göztepe zaman zaman önde baskı yaparak, bazen de
savunma arkasına adam kaçırarak, çokça da temaslı oyun oynayarak
hâkim bir görüntü çizdi. Sonuna kadar hak ederek üç puanın sahibi
oldu.
***
Geçen sezon “8 puan da kapanır 18 de” diyen ve mutlu sona ulaşan
Terim, bu sezon daha az puan farkına rağmen, “Sorumlu benim,
kabahat bende” sözlerini kullanıyorsa Galatasaray dün akşam
İzmir’de havluyu atmıştır.
Yalnız takıldığım bir konu var; Fatih Hoca’m bu kabahatin bedeli
ne? Misal, Süper Lig’de bir maçın galibiyet ödülü 2 milyon 765 bin
lira. Yaşanan kayıpların sorumlusu olduğunuzu ilan ettiğinize göre,
bu parayı siz mi tazmin edeceksiniz? MAÇIN ADAMI:
Cameron Jerome ...