Turnuvadaki taktik anlamda en olgun maçımızı Avusturya karşısında oynamıştık. Grup karşılaşmalarında dörtlü savunmayla oynarken bol bol defans hataları yapmış, ancak olağanüstü goller atarak gruptan çıkmayı başarmıştık. Son 16 turunda Avusturya karşısında ilk defa beşli savunmayla sahaya çıkınca son 15 dakikalık baskı haricinde taktik disiplinden kopmadan ve az pozisyon vererek çeyrek finale uzandık. Hollanda karşısında da benzer anlayışla sahaya çıktık. Bu beşli savunma dizilişi bizi ilk üç maçın aksine yine az pozisyon veren takım hâline getirdi.
Duvar örmüştük
Tabii bu durumun oluşmasında ilk yarıda Hollanda’nın Weghorst kulübede otururken sahte dokuz Depay’la oynamasının da etkisi yok değildi. Ayrıca, UEFA’nın turnuva tarihinde eşine rastlanmayan skandal kararıyla Merih Demiral’ı iki maçla cezalandırması bizim en büyük motivasyon kaynağıydı. Oyuncularımızın hırsı ve girdikleri ikili mücadelelerdeki kararlılığı, tribündeki 60 bine yakın Türk’ün olağanüstü desteğiyle birleşince kalemiz gerçek bir duvara döndü. Beşlinin hemen önündeki Hakan’ın liderliği ve en uçtaki bizim sahte dokuzumuz Arda’nın yüksek becerisi topun zaman zaman...