Bir aydır sahanın içinden çok dışıyla ilgileniyor
Galatasaray.
Yöneticisi, teknik adamı, hatta taraftarı işi gücü bırakmış,
federasyondan ve kurullarından istifa; hakemlerden de düdük
asmasını bekliyor.
Hiç lafı eğip bükmeden söyleyeyim. Yapılamayan transferlerin, elden
kaçırılan yıldızların, kulübün tarihine hiç yakışmayan sorumsuzca
davranışların, üst üste yaşanan adale sakatlıklarının, haftalardır
sergilenen kötü futbolun, 60. dakikalardan sonra sarı-kırmızılı
oyuncuların fiziki düşüşünün ve Şampiyonlar Ligi’nin en kolay
grubundaki başarısızlığın üstünü komplo teorileriyle örtmeye
çalışmaktır bu.
HHH
Aslında Galatasaray için yaralarını sarma adına iyi bir rakipti
Çaykur Rizespor. 14 hafta boyunca tek galibiyetini Fenerbahçe
karşısında alan Okan Buruk’un talebeleri, âdeta kâğıt helva
gibiydi.
Üçlü savunmayı askıya alan Fatih Terim, rakibi kolay görmüş olacak
ki, Muğdat-Eren’den oluşan çift forvet sürprizine imza attı. Ancak
sarı-kırmızılı formayı rüyasında bile göremeyecek Muğdat, takımı
bir defa daha 10 kişi oynatınca, devrede soyunma odasında kaldı.
İlk 45 dakikalık bölümde pek de fazla zorlanmayan Galatasaray, golü
bulsa da bir defa daha VAR endişesi yaşadı.
FIFA kokartının söküleceği dedikoduları ayyuka çıkan Alper
Ulusoy’un, topun kimin ayağından çıktığına bakarken yardımcı
hakemden destek alması bir hayli ilginçti.
Muğdat’ın çıkmasıyla 4-4-2’den 4-3-3’e geçen Galatasaray, ikinci
golü de buldu ama son 30 dakikada fizik gücünün düşmesiyle kontrolü
Rizespor’a kaptırdı. Muslera’nın kurtarışları olmasa, Okan Buruk bu
sezon ikinci galibiyetini Galatasaray’dan alabilirdi.
Galatasaray, bir an önce sahanın içine dönmeli. Bir takım sahasında
2-0 önde iken 1 puanı zor kurtarıyorsa bunu hakeme fatura etmek
abes olur. Eğer bu durum böyle devam ederse de Galatasaray’ın ligi
ilk dörtte bitirmesi hayal olur. MAÇIN ADAMI: Umar
Aminu ...