Değerli arkadaşımız Figen Atalay, üniversiteye girecek adaylara rehberlik edecek Cumhuriyet gazetemiz ekinde “tercihler” konusunu işledi.
“Tercihler”, alan seçimi, meslek seçimi gibi çok önemli konularda adayların önündeki seçeneklerde karar vermesi demek.
Uzmanlar bu kararı verecek adaylara, aldığınız puana bakarak “açıkta kalma korkusu” ile karar vermeyin, “istediğiniz ve en iyi yapacağınız mesleği seçin” diyorlar.
Diyorlar da, demesi kolay, yapması zor türünden bir öneri bu.
“Açıkta kalma korkusu.”
Aslında bu korku sadece öğrencilerin değil, toplum içinde yaşayan herkesin korkusu değil mi?
Gelin, birlikte düşünelim.
***
Çalıştığı yerde, yanı başındaki arkadaşına yapılan haksızlığı görmezden gelen kişinin davranış nedeni bu değil midir?
Açıkta kalma korkusu.
Eğer bu haksızlığa karşı çıkarsa işini kaybetmekten korktuğu için sessiz kalmıyor mu?
Çocuğunu döverken bir şey yapamamanın ezikliğini duyan annenin, bu zalim babaya ses çıkarmamasının nedeni bu değil midir?
Açıkta kalma korkusu.
İşinden atılan sendika temsilcisinin uğradığı haksızlığa sessiz kalan işçinin benzer davranışı bu nedenle değil midir?
Açıkta kalma korkusu.
Bir toplumda açıkça yapılan haksızlıklara, işten atılmalara, hapse atılmalara mırıldanmakla yetinen insanların tutukluğunun nedeni bu değil midir?
Açıkta kalma korkusu.
Bu korku nedeniyle insanlar sürüleşmiyor mu?
Bu korku nedeniyle zorbalar hükümlerini sürdürmüyor mu?
Bu korku nedeniyle toplumlar otokratik yönetimlere sürüklenmiyor mu?
“Aman, açıkta kalmayayım.”
“Aman, işimden olmayayım.”
“Aman, görevimden olmayayım.”
“Aman, rahatım kaçmasın.”
“Aman, çıkarım bozulmasın.”
Bu korkul...