Kintsugi, 500 yıllık bir Japon felsefesinden doğmuş sanat.
Kırılan bir vazonun parçalarını altın tozu ile birleştirerek en
görünür yere koyma sanatı.
Burada “yaşanmış olanın değeri” anlatılıyor.
Yaşanmış olanın değerini bilmeye dayanan bir yaşam sanatının
simgesi “kintsugi”.
İnsana “yaşamış olduğunun değerini bil” diyor. “Belki bir yeri
kırıldı, belki bir yeri eskidi, yıprandı. Ama onun değerini bil.
Onu onar. Hem de altın tozuyla onar ki eskisinden daha değerli
olsun. Gözünün önüne koy ki neler yaşadığını sana hep
anlatsın”.
Japon felsefesinin ustalığı.
Japon sanatının zarafeti.
Çok etkilendiğim bir felsefedir. Yaşamıma koymaya çalıştığım bir
sanattır “kintsugi”. Yaşam derslerimin en önemlilerinden biridir.
Öğrenip öğrenmediğimi hâlâ bilemediğim bir ders. Kirpinin
Zarafeti...
Muriel Barbery’nin bu yapıtı da Paris’in
merkezinde lüks bir apartmanın kimsenin dikkat etmediği “kapıcı
kadın”ını anlatır.
Marks okuyan, resim ve felsefe meraklısı, Japon
sineması tutkunu bu kadın apartmana yeni gelen bir Japon
beyefendisi tarafından fark edilir.
Bu romanda da bir Japon zarafeti vardır. Okunmasını hep önerdiğim
bir yapıt. Kırmızı Kedi yayını. Çeviri: Işık
Ergüden.
Japonların sadelikteki güzelliği, sakinlikteki gücü, zarafetteki
inceliği nasıl anlattıklarını sanatlarında da, yaşamlarında da
görürsünüz.
Bir Japon gülündeki güzelliğin içindeki dayanıklılığı İlhan
Selçuk o eşsiz yazısında nasıl bir incelikle
anlatmıştır.
Bir kılıç ustasının aylar boyu emek verip yaptığı o eşsiz Japon
kılıcı nasıl da yüzyılların tarihini anlatır.
Nereden mi düştü aklıma bu Japon sevdası?
Bizimkilerin Japonya çıkartmasından düştü.