Bir uygarlık köşesidir “Botanik Bahçesi.”
İstanbul Üniversitesi’nin biyoloji bölümünün eğitim bahçesi.
Tıp fakültesinin ilk yılını “fizik -kimya - zooloji - botanik”
eğitimi alarak yaşadık. Botanik bahçesi bizim anılarımızdır. Orada
çekilmiş fotoğraflarımız var.
Prof. Dr. Heilbronn kurmuştu bahçeyi. Eşi Prof.
Dr. Sara ile.
Dört profesör de Hitler zulmünden kaçıp Türkiye’ye
sığınmıştı. Fizikte Prof. Zuber, kimyada Prof.
Breusch, botanikte Prof. Heilbronn. Üç profesör de
Yahudi idi.
Zooloji profesörü Kurt Cosswig Yahudi değildi. Eşi
de ari ırktandı. Ama Yahudilere yapılan haksızlığı protesto etmek
için kürsüsünü ve vatanını terk etmişti. Aydın kişilik örneği.
Botanik bahçesi bu nedenlerle sadece bahçe değildir, bir uygarlık
simgesidir. Alman faşizmine karşı çıkışın simgesidir.
Botanik bahçesi, bir diktatörün zulmüne karşı dikilen ağaçların,
güneşe uzanan dalların, yaprakların gür sesidir.
Alman faşizminden kaçan bilim insanlarına kollarını açan
Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetinin doğasıdır bu
bahçe.
Yıkın şimdi bu bahçeyi.
Yıkın şimdi bu uygarlık köşesini. Yıkın.
Size yakışmıyor zaten. Uygarlıkla kan uyuşmazlığınız var.
Botanik bahçesini yıkın.
Müftülüğe verin. Tekke yapın. Zaviye yapın. Dergâh yapın.
Ama doğayı hapsedemezsiniz, unutmayın.
Ağaçlar, size inat göklere yükselirler.
Yapraklar, size inat başlarını...