Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi seçkin bir sanat
eğitimi kurumudur. Kadıköy Acıbadem’de.
1997 yılından beri “kültürel psikoloji” dersi verdiğim bu kurumun
karşısında bir okul yer alır: Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi. Aynı
kumaştan yapıldığı belli türbanla başlarını kapatmış kız
öğrenciler, gözleri önlerinde sessizce okullarına girip
çıkarlar.
Hep düşünürüm, kızlar imam olamaz. Bu okuldan “kız imamlar”
çıkamayacağına göre neden bu okul açılmış?
Okulun açılma nedeni, kızların din eğitimi almalarıdır. İmam-hatip
okulları artık meslek liseleri değil, ortaöğretimin
dinselleştirilmesidir.
Amaç da bütün öğrencilerin din eğitimi almaları.
Bütün öğrenciler din eğitimi alsınlar da nasıl bir eğitim
alsınlar?
Dinler tarihini mi öğrensinler?
Bir kültür olarak inanmanın önemini mi tartışsınlar?
Hiçbiri değil. Bu eğitimin amacı, Sünni İslamın itikat ve ibadetini
öğrenmeleri ve benimsemeleridir.
Soru sormadan, tartışmadan, öğretilenden başka bir şey düşünmeden
söylenene itaat etmek, söyleyene biat etmek, hiç itiraz etmeden
kabul etmek, bu öğretinin temel kurallarıdır.
Öğrencilere öğretilen din eğitiminin amacı da temeli de budur.
Şimdi eğitimin her kademesine dayatılan bu öğreti ile çağımızın
eğitim temelleri tam anlamıyla çelişmektedir.
Açıktır ki...
*** Açıktır ki, çağımızın eğitiminin
temeli,
eleştirel düşünceye dayanmaktadır.
Nedir eleştirel düşünce eğitimi?