Erich Maria Remarque’ın ünlü yapıtıdır: Garp Cephesinde Yeni Bir
Şey Yok.
Savaşın sonu gelmiştir. Cepheler durgundur. Er (adı önemli
değildir, Hans olabilir, John olabilir, Hasan olabilir, David
olabilir, genç erkeklerdir) bir kurşunla vurulmuş, ölmektedir.
Bütün savaş yılları geride kalmıştır. Çarpışmalar, siperler,
korkular, hücumlar, silahlar, süngüler, her şey, her şey geride
kalmıştır. Er (adı önemli değildir, ne milletten olduğu da önemli
değildir, insandır) ölür.
O gün yayımlanan cephe bültenine göre “Garp cephesinde yeni bir şey
yok”tur. Savaş bitmiştir. Ölen ölmüştür, kalan kalmıştır.
Bu kitabı yeniden okuyor gibiyim.
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok.
İnsanlar yılbaşı armağanları almak için hediyelik eşya dükkânlarını
geziyor. Çocuklar yeni yıla sevinçli girmek için isteklerini
söylüyorlar. Yeni bir kaban alınıyor. İnsanlar birbirine hediyeler
almak için vitrinlere bakıyorlar.
Yollar gene kalabalık. Arabalar yollarda gidip geliyor, otobüsler
insanları bir yerden bir yere götürüyor. Genç bir adam sevgilisini
düşünüyor. Çiçekçiler yeni yıla hazırlanıyor.
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok.
Cumhurbaşkanı muhtarlarla toplanıyor. Başkanlık sistemini halka
açıklama görevini veriyor. Ülkenin durumu sıkışık. Çevresini ateş
sarmış. Ekonomi topallıyor. Ama olsun, her derdin devası
başkanlık.
Saray Cephesinde Yeni Bir Şey Yok.
Ana muhalefet “ama canım, böyle olmaz, bu doğru değil” tonunda
pelte kıvamında kendince sert muhalefetini yapıyor. Kurultay derdi
önemli. Delegeler belirleniyor. İl başkanlıkları konusu var.