Haram, taşınması ağır bir yüktür.
Dinin yasakladığı işler ya danesneler haram
sayılır.
İnançlı kişinin de haram olan
işlerden,
nesnelerden uzak durması gerekir.
Böyle midir? Böyledir.
Peki, yalan söylemek haram mıdır?
Haramdır?
Kul hakkı yemek haram mıdır?
Haramdır.
Birine iftira etmek haram mıdır?
Haramdır.
Başkasının malını çalmak
haram mıdır? Haramdır?
Başkasının malına el koymak
haram mıdır? Haramdır?
Eğer böyleyse, eğer gerçekten böyleyse, nasıl oluyor da siz yıllardır bu
memleketi, yalanla, haramla
yönetiyorsunuz?
Bugün bir şey söylüyor, yarın
aksini söylüyorsunuz.
Bugün bir şey yapıyor, yarın
“Bizi aldatmışlar” diyorsunuz.
Arkadan “Biz ne aldandık, ne
aldattık” diyorsunuz.
Hangisi doğru, hangisi yalan
belli değil.
Ne söylense inansınlar istiyorsunuz.
Ne söyleseniz inandılar, doğru.
Ayakkabı kutularında dolarlarla
yakalandınız.
Komplo dediniz, inandılar.
Bu FETÖ ne güzel işler yapıyor
dediniz, inandılar.
Bu FETÖ terörist dediniz, inandılar.
Ama yoruldular işte, yorgun
düştüler.
İnanmaktan bitap hale geldiler.
“Metal yorgunluğu” diyorsunuz.
Değil.
Haram ağırlığıdır bu.
Haram artık taşınamaz hale geldi.
Bu da sonunuz demektir.
Haram taşınamıyorsa eğer,
Artık omuzlardan ineceksiniz.
Korkunuz budur
ve korktuğunuz kapınızın
eşiğindedir.
***
Yalanın sonu yoktur.
Ama yalana inanmanın sonu vardır.
Haramın sonu yoktur.
Ama harama ortak olmanın sonu
vardır.
Talanın sonu yoktur.