İnsanlık tarihi özgürlük mücadelesinin hikâyesidir.
İlk insanlar doğanın sınırlarına karşı özgürlük aradılar. Kölelik
dönemi, kölelerin özgürlük mücadelesi ile geçti. Ortaçağ,
dogmaların tutsaklığına karşı mücadelelerin tarihidir.
Yeniçağ, endüstri ve ticaretin kâr hırsına karşı emeğin özgürlük
mücadeleleri ile geçti.
Günümüz, her türlü baskıya karşı özgürlük mücadelesi ile tarihin
kaydına geçiyor.
Özgür insan aklı, özgür insan iradesi için yapılan mücadele
günümüzde de sürüp gidiyor.
Ülkemizin içine sürüklendiği durum da bu mücadelenin şiddetini
artırdığı bir alan oldu.
Bugün yaptığımız mücadele “özgürlük mücadelesi”dir.
“AYDINLANMA”, işte bu mücadelenin tarihsel adıdır.
Değerli arkadaşım Ataol Behramoğlu, Hamburg
gezisinde yazdığı notlarda buna değindi. Bu ilkenin politik eksen
olmasının Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel görevi olduğunu
belirtti.
Doğrudur. Ancak, bugün AKP’nin temsil ettiği “dogma ekseni”nin
karşısına çıkacak her siyasal kuruluşun bu ilkeleri savunması
siyasetin asıl koşuludur.
İYİ Parti, eğer bu özgürlükleri savunmazsa ne ifade edecektir?
Katılaşmış her ideoloji dogmaya dönüşür.
Bugün AKP dini savunmuyor. Hatta bir “Din Devleti” kurma iddiasına
karşı din ilkelerini savunmuyor. Sadece din sembollerini kendi
yolsuzluklarını, haksızlıklarını örtmek için kullanıyor. Dinin “kul
hakkı yememe”, “hırsızlık yapmama, hırsızları korumama”, “iftira
etmeme”, “yalan söylememe” ilkelerinin hepsini çiğneyerek din
korunabilir mi?