Milletvekili seçilen Can Atalay’ın başvurusunu değerlendiren Anayasa Mahkemesi “hak ihlali” kararı vererek Atalay’ın tahliye edilmesini ilgili mahkemeye iletti.
İlgili mahkeme de karar vermeyerek konuyu Yargıtay’a bıraktı.
Yargıtay ise Anayasa Mahkemesi kararını tanımadı, üstelik Anayasa Mahkemesi üyeleri için suç duyurusunda bulundu.
Böylece bir “anayasa krizi” doğmuş oldu.
Anayasayı tanımamak, anayasa maddelerini uygulamamak sadece bir “yargı krizi” değildir, bir “devlet krizidir”.
CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel bu tehlikeli duruma dikkat çekerek parlamentoyu, hukukçuları, akademileri, yurttaşları “anayasal darbeye karşı direnişe” çağırdı.
Barolar Birliği de baro başkanları ile birlikte Yargıtay’a bir “anayasa yürüyüşü” düzenlediler.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Genel kanı şudur ki “Yargıtay, Saray’ın haberi ve desteği olmadan böyle bir girişime kalkışmaz”.
Gerçekten de Cumhurbaşkanı Erdoğan konu hakkında Yargıtay’a destek vererek Anayasa Mahkemesi’nin hatalı kararlar verdiğini, konunun ancak yeni bir anayasa ile çözülebileceğini açıkladı.