Hiç aklıma gelmezdi, satrancın “lanetli” ilan
edileceği!
Ama artık ülkemizde sıra dışı hiçbir şeye şaşılamadığı için bunda
da şaşılacak bir şey kalmadı.
Bin yılların akıl ve strateji oyunu olduğu bilinen, Hindistan
kökenli, şahlı, vezirli, filli, atlı, kaleli, piyonlu oyun
birdenbire “şeytan icadı” ilan edilip günahı-kebair
(büyük günahlar) listesine eklendi.
Şaşılmaz. Çünkü satranç, gerçekten de akıl oyunudur.
Aklını şeyhine, pirine, mürşidine emanet edenlerin âleminde satranç
oyununa yer olamaz.
Satranç “oyun” olarak anılırsa da aslında bir oyun
değildir.
Satranç, bir eğitim aracıdır.
Üzerinde çalıştığım, “satrancı bir
kişilikkarakter gelişimi yöntemi” olarak değerlendirme
projesine büyük önem veriyorum.
Özellikle ortaöğretim dönemi öğrencileri için gelişen bu yöntem,
tam da bu çağ çocuklarına yönelik; kişilik gelişimi, karakter
gelişimi, otokontrol eğitimi, irade eğitimi alanlarına etkin
katkılar sağlayacaktır.
Dünya çapında turnuvalara konu olan, ünlü Fisher-
Spasky karşılaşmasında dünyanın soluğunu tuttuğu
bir “yaratıcı buluş” olan satranç, elbette bu niteliğini
daha çok yıllar sürdürecektir.
Bu olay bana “patatesin aforoz edilmesi”ni
hatırlattı.
Patates, Avrupa’ya Kristof
Kolomb tarafından getirilmiş bir Peru sebzesidir.
Azteklerin teraslarda ekimini yaptığı patates Avrupa’da bir rahibin
bahçesinde yetiştirilir. Fakat patatesin yamru yumru görünümü bazı
kişiler tarafından “cüzam hastalığının
nedeni” olarak suçlanmasına yol açar. Bu suçlanmayı ciddiye
alan Papalık patatesi aforoz eder, ekimi yasaklanır. Yıllar sonra
patates beraat eder, aforoz kaldırılır, ekimi
yaygınlaşır.
Günümüzde patatesin besinlerdeki yerine bakın. Nerede aforoz?
***
Aslında, konu çok önemli midir?
Gülüp geçmemiz gerekmiyor mu?
Bence hayır, gülüp geçmemiz gerekmiyor.
“Yaşam tarzına karışıp karışmama” konusu sayın Cumhurbaşkanı
tarafından ortaya atılıp konuşulduğuna göre, acaba daha neler
tartışma konusu olacaktır?
“Yaşam tarzı” dediğimiz kavram nedir?