Savaş, haklı ve adil olduğu zaman bir insan hakkıdır.
Saldırıya uğrayan bir kişi, saldırıya uğrayan bir ülke, bir toplum
savaşır ve haklıdır.
Bizim “Kurtuluş Savaşımız” kutsal bir savaştır.
Ama dünya geneline baktığımız zaman ne savaşlar haklı ve adildir ne
de barışlar.
İnsanlığın yaşadığı savaşları nedenleri ve sonuçları ile ölçersek
durumu daha iyi anlarız.
Birinci Dünya Savaşı, Avrupa’nın paylaşım savaşı olarak çıkmıştır.
İngiltere’nin sömürgeleri, Fransa’nın, Belçika’nın, Hollanda’nın
sömürgeleri yanında Almanya’nın pay alamaması bu savaşın önemli
nedenidir. Emperyalist kapitalizmin dünyayı paylaşma hırsı 35
milyon insanın ölümüyle sonuçlanmıştır.
Almanya ile yapılan Versay Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu ile
yapılan Sevr Antlaşması yeni savaşlara yol açmıştır.
Türkiye Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yeni
bir Cumhuriyet kurmuş, bu bağımsız ve laik devlet dünya için bir
model olmuştur. Sevr Antlaşması parçalanmış, Lozan Antlaşması’yla
yeni bir ulus yaratılmıştır.
Bütün ezilen toplumlar bu yeni Cumhuriyeti örnek almışlardır.
Versay Antlaşması’nın ağır koşulları Almanya’da Nazi rejiminin
kurulmasıyla sonuçlanmıştır.
Rusya’da çarlık yıkılmış, Sovyetler Birliği kurulmuştur.
İkinci Dünya Savaşı (1939 - 1945) 50 milyon insanın ölümüyle
sonuçlanmış Avrupa harabeye dönmüştür. Bu döneme
bakarsak...
Emperyalizmin Ortadoğu’ya ilişkin emelleri hiç bitmemiştir. Amerika
bu sürece aktif olarak katılmıştır. Ortadoğu, petrol rezervleri
ile, doğal zenginlikleri ile hep hedeftedir.