Yalan söylememek.
Hırsızlık yapmamak
Hak yememek
Rüşvet almamak
Verdiği sözden dönmemek
Kimseyi arkadan vurmamak
Kimseye iltimas geçmemek
Adam kayırmamak
Tuzak kurmamak
Pusuya düşürmemek
Bu ahlak ilkeleri bütün dinlerin, bütün uygar toplumların kabul
ettiği ortak yaşam ilkeleridir.
Şimdi söyler misiniz?
Bizim siyasetimiz “ahlaklı” mıdır?
Siyaset, politika, “toplum yönetimi” demektir.
Bizim toplum yönetimimiz ahlak ilkelerine sahip midir?
Bize “yalan söylenmekte midir?”
İş başında “hırsızlık yapılmakta” mıdır?
İnsanların “hakları yenmekte” midir?
“Rüşvet alınmakta” mıdır?
Gerisini siz düşünün ve değerlendirin.
İşte ülkemizin sürüklendiği durum budur.
Bunun dinle, dindarlıkla ilgisi var mıdır?
Siyaset ahlaktır.
Ve siyasette ahlak olmadığı zaman hiçbir toplum alanında ahlak
kalmaz.
***
Yönetimde ahlak nedir?
İşi ehil olana vermektir. Öyle mi olmaktadır? Hayır.
İşi hakkı olana vermektir. Öyle mi olmaktadır? Hayır.
İş sahibine adaletle davranmaktır. Öyle mi olmaktadır? Hayır.
Adalette ahlak nedir?
Emir almadan adaleti hakkı olana vermektir. Öyle mi olmaktadır?
Hayır.
Mevki çıkarı beklemeden adalet dağıtmaktır. Öyle mi olmaktadır?
Hayır.
Yakınlıktan etkilenmeden karar vermektir. Öyle mi olmaktadır?
Hayır.
Eğitimde ahlak nedir?
Eğitimde ahlak, özgür akıllı, özgür kişilikli insan
yetiştirmektir.
Eğitim bu hedefe mi yönelmektedir? Hayır.
Tam tersine, eğitim, itaat temelli ipotek kafalı robotlar
yetiştirmeye yönelmektedir.
Eğitim ahlakı bir yana iten fırsatçı, çıkarcı amaçlara
yönelmektedir.
Eğitimde ahlak, artık ayak bağı kabul edilmektedir.
Sağlıkta ahlak nedir?
İnsan sağlığında temel ahlak, hastalıkları önlemektir.
Bu amaç neredeyse unutulmuş görünmektedir.
Çok hasta, çok hastane, çok ilaç, çok para amaç yerine
geçmektedir.
Sağlık, artık ihtiyacı olana değil, parası olana sunulmaktadır.
İnsan sağlığı bir insanlık hizmeti değil, para kazanma aracı
olmaktadır.
Hipokrat yemini, hastalıktan para kazanma eksenine dönmüştür.
Neden şaşırmalı ki?