“Erdoğan TEOG
kalkmalı” dedi.
Bu bir uyarı olmadı, emir oldu. TEOG
kalkıverdi.
Neydi bu TEOG.
Liselere giriş için yapılan bir seçme
sınavıydı.
Kalktı.
Yerine ne konacak? Bilen
yok.
Milli Eğitim Bakanı biliyor mu? Sanmıyorum.
“Çalışıyoruz, bekleyin”
diyor.
Sorun elbette bir sınav
değil.
Sorun, eğitimden ne beklendiğidir.
***
Günümüzün insanı hangi kazanımlar için
eğitilmelidir?
“Her şeyi düşünmek için özgür akla
sahip olmak
Eleştirel düşünce ile dünyanın
bütününü kavramak.
Yaşamını üreticilik yaratıcılık
üzerine kurmak.
Kişilik gelişimini olgunlaşarak
sağlamak.
Karakter bütünlüğünü kazanıp
yaşamıyla bağdaştırmak.
Kendine, çevresine, dünyaya, yaşama
yararlı olmak.
Elde etmenin hak etmekten geçtiğini
bilmek.
Paylaşmanın değerini bilerek
yaşamak.”
Eğitimin hedefleri bunlar olmalıdır.
***
Tarikatlara bırakılmış eğitimin böyle
dertleri yoktur.
Tarikatlar, küçük yaşlardan başlayarak şu
hedefi güderler:
“Kendi inançlarına uygun inanışın mutlak
sahibi olan kul Dinsel otoritenin kesin itaat edeni olan köle”
yaratmak. Böyle yetişen birinin de geçerli sistemde işe yarar
teknik eğitimi. Bu da olacak ki kapitalizmin haramına ortak
olsun.
Bilim yerine
inanç.
Sanat olarak söyleneni
yapma.
Sistemin işini gören
teknisyen.
İşte, imam hatipler denilen sistemin beklenen
hedefleri bunlardır.
Mektep yerine
Medrese.
Profesör yerine
Müderris.
Osmanlı bunu
yapıyordu.
Osmanlı, orduları yenilene kadar bunu
yapıyordu.
Osmanlı’da ne zaman “teceddüt -
yenilenme” başladı?
III.
Selim dönemi. 1789-1807. Fransa’da
Fransız İhtilali yaşanırken
Osmanlı’da yeni padişah tahta
çıkıyordu.
İki yüzyıl önce.