Tarık Akan her şeyden önce ve
sonra, “ortak bilincimizdir.”
Sinemanın “yakışıklı jön” rollerinin parlak vitrinini
bırakıp sanatın düşünen, düşündüren bilinçli alanına geçmek çok
zordur.
İnsanın “zordan kolaya geçme” eğiliminin
tersine “kolaydan zora” geçmeyi seçti Tarık
Akan.
İnsanı da öğüten tüketim kültürünün canlı nesnesi olmayı
reddetti.
Geçici olanı bıraktı, kalıcı olmayı seçti.
İnsan, seçimleridir.
Tarık Akan, bunun çok önemli bir kanıtıdır.
Bilinçli olmanın ülkemizdeki trajedisini elbette yaşadı.
İşsiz kaldı. Parasız kaldı. Çevresi seyrekleşti.
Hayır, yılmadı.
Yeni yollar buldu.
Taksicilik yaptı.
Ama istediği filmlerde oynadı. İstediği rolleri
canlandırdı.
Anlatan, konuşan, iz bırakan, düşündüren sanatı temsil
etti.
Ülkemizin bilerek yozlaştırılan sanat
alanında “eğlendirici” olanı, “kafa
boşaltıcı” olanı sanat sayan sahtekârlığa karşı çıkan sanatçı
ların ön sırasındaydı.
“Aydınlanma Sanatçıları”dır bu gerçek sanatçılar.
Sinemada, tiyatroda, edebiyatta, resimde, müzikte, heykelde,
sanatın her dalında, her alanında “Aydınlanma Işığı”nı taşıyan
sanatçılardır bu değerlerimiz.
Her alanda siyasal iktidarla çatışanlara bakınız.
Onları göreceksiniz.
Ama Tarık Akan’ı özel kılan bir tutumu va