Erdal Atabek Cumhuriyet Gazetesi

Tehdit altındaki toplumun seçimi...

Bu hafta sonunda genel seçimler var.  Bu seçimler nasıl bir ortamda yapılacak?  Siyasal iktidar tarafından sürekli tehdit altında tutulan bir toplumun yapacağı seçim ne denli halkın özgür...

26 Ekim 2015 | 143 okunma

Bu hafta sonunda genel seçimler var. 
Bu seçimler nasıl bir ortamda yapılacak? 
Siyasal iktidar tarafından sürekli tehdit altında tutulan bir toplumun yapacağı seçim ne denli halkın özgür iradesini yansıtacak? 
Siyasal iktidarın tehdidi Cumhurbaşkanı ile başlamıştır. Cumhurbaşkanı seçildiği tarihten beri AKP iktidarının başında olduğunu göstermiş olarak ülkedeki karışıklığın“400 milletvekili seçilmemesinden kaynaklandığını” açıkça söylemiştir. 
Ülkedeki karışıklık ise PKK ile çatışmaların başlaması, Suruç, Diyarbakır ve son olarak Ankara’da yaşanan bombalı kitle katliamlarıdır. 
Bu konu sonra Sağlık Bakanı tarafından dile getirilmiş, “Eğer seçimleri AKP kazansaydı ortalık böyle olmazdı” diye neden açıklanmıştır. 
Yakında da Başbakan, “Eğer AKP seçimi kazanmazsa beyaz Toroslar gene gezinmeye başlar” diyerek Güneydoğu Anadolu Bölgesi faili meçhuller ile tehdit edilmiştir. 
Böylesine tehdit edilen bir toplumda adil seçimler olabilir mi? Bu tehditlerin geldiği yerler en yetkili -ve elbette en sorumlumakamlardır. Oysa bu makamların görevi bu olayları önlemek değil midir? 
Yetkilerinin altındaki istihbarat gücü, güvenlik gücü, yaptırım gücü bu olayları önceden haber almak, olayları olmadan önlemek için yeterli değil midir? 
Ankara Gar’ındaki 100’ü aşkın yurttaşımızın ölümü, yüzlercesinin yaralanması ile sonuçlanan olayın sonrasında ortaya çıkan Adıyaman-Dokumacılar grubunun çalışmaları, haberleşmeleri, Suriye-Türkiye arasındaki gidiş gelişleri önceden bilinmekte değil midir? 
Olaylar birbirine kendiliğinden bağlandığı zaman ortaya çıkan tablo, bu olayların önceden tahmin edileceğini, hatta önleneceğini göstermiyor mu? En azından bir göz yumma, görevi ihmal etme, gerekli dikkati göstermeme sorumluluğu yok mudur?“Güvenlik zaafı yok” demek, “Hele soruşturma bir görülsün de” demek, olayın üstünü örtme niyetini belirtmez mi?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024 | 146 Okunma Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024 | 199 Okunma Başarının psikolojisi... 15 Nisan 2024 | 140 Okunma Özeleştiri?... 08 Nisan 2024 | 114 Okunma Kaderinizi seçtiniz mi?... 01 Nisan 2024 | 280 Okunma