CAN DÜNDAR İLE ERDEM GÜL’E
Uygarlığın
sınır nöbetçilerine...
Clive Bell. Bir İngiliz düşünürü. “Uygarlık
Nedir?” başlıklı denemesini yeniden okudum. Çevirmenleri çok
ilginç: Vedat Günyol, Mina
Urgan, Melih Cevdet
Anday,Hilmi Yavuz, Halit
Çakır. Kitap 3. baskı olarak Toplumsal Dönüşüm
Yayınları’ndan çıkmış. 1995 yılı.
Yazar bütün savaşların “uygarlık adına” yapıldığını, öyleyse
uygarlığın ne olduğu üzerinde durmamız gerektiğini söylüyor. Çok
doğru.
Günümüz savaşlarının da Irak örneği gibi, Suriye de öyle “özgürlük
ve demokrasi adına” yapıldığı söyleniyor. Ama sonra, ganimetlerin
petrol gibi, enerji kaynakları gibi, değerli madenler gibi hedefler
olduğu ortaya çıkıyor.
Bu arada, yazar Orhan Pamuk’un “Türkiye’de
demokrasi geriliyor” gibi bir sözünü okudum. Benim görüşüme göre
sandığa oy vermek demokrasi olmadığından zaten ülkemde demokrasiden
söz edilemez de, acaba “ülkemde uygarlık var mı?” diye merak ettim.
Uygarlık konusunda on alt başlıklı bir ölçüt denedim. Bakınız “bana
göre uygarlık nedir?”:
Bir: Güçlü iken güçsüze ne
yaptığınız çok önemli bir uygarlık ölçütüdür. Güçlüsünüz. Yetki
elinizde. Kendi istediğiniz gibi mi kullanıyorsunuz, yoksa güçsüzün
haklarınımı dikkate alıyorsunuz? Örnekler; toplumu yönetenler, iş
yaşamının şefleri, anneler babalar, öğretmenler vb.
İki: Zengin iken yoksula nasıl
bakıyorsunuz? Ona “aptal, tembel” olarak mı bakıyorsunuz, yoksa
“olanakları sınırlı, yeterince destek olunmamış” diye mi
düşünüyorsunuz?