30 Nisan ile 10 Mayıs arasındaki dönem, Avrupa, özellikle de
Almanya için simgelerle yüklü: Hitler'in intiharı, Kızıl Ordu'nun
Berlin'e girmesi, Nazi ordularının teslim olması ve Avrupa'da
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi gibi...
Bu dönemde bizim açımızdan simge oluşturan bir tarih daha var: 6
Mayıs 2013'te Münih'te NSU (Nasyonal Sosyalist-Yeraltı) davasının
başlaması.
Biliyorsunuz, NSU teröristleri 2000 ile 2007 yılları arasında
Almanya'nın çeşitli kentlerinde 8'i Türk, 1'i Yunan, 1'i de Alman
10 kişiyi öldürdüler. Ayrıca 2 bombalı saldırı ve 15 soygun
yaptılar.
NSU terör örgütünün hayattaki tek üyesi Beate Zschaepe ile örgüte
yardım ve yataklık eden 4 kişinin tutuklu yargılandığı davanın
geçen hafta 202'nci duruşması yapıldı.
Ve bu 202 duruşmada toplam 521 tanık ile 38 bilirkişi dinlendi.
Ama ne yazık ki, tanık ifadelerinin labirentinde davanın özü
kaybolup gitti.
NSU davasının ilk duruşmasını izledim.
NSU davasının 2014'ün son duruşmasını da izledim.
Şimdi NSU davasının üçüncü yılının ilk duruşmalarından birini
izlemeye hazırlanıyorum.
Çünkü yukarıda sözünü ettiğim tanık ifadeleri labirentinde sadece
davanın özü değil, kurbanların yakınlarının adaletin tecellisi
umutları da tükenmek üzere.
Onların çığlıklarını Türk kamuoyuna yansıtmak görevim.
Herhalde epey hüzünlü izlenimle döneceğim Münih'ten.