Uzun bir yolculuktan döndük: İstanbul- New York, New
York-Berlin, Berlin-Köln, Kölnİstanbul. 17 bin kilometreden fazla
yol, 22 saatten fazla uçuş. 6 gece (3'ü New York'ta, 1'i havada,
2'si Berlin'de) ve 7 gündüzü yurtdışında geçirdik. Saat dilimleri,
yıldız yağmuru gibi akıp geçti uçağımızın güneşliklerinden... New
York'a Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın BM 73'üncü Genel Kurul
çalışmalarına katılması, Genel Kurul'a hitabı, çok sayıda ikili
görüşmesi, Türk, Müslüman ve Yahudi toplumları temsilcileriyle
toplantıları için gittik. Berlin ziyaretimizin nedeni Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın Almanya'ya devlet ziyareti oldu. Köln'e de Almanya'nın
en büyük camisinin açılış töreni için geçtik. Erdoğan'ın New
York'taki temaslarıyla ilgili olarak kendisine eşlik eden biz genel
yayın yönetmenlerine yaptığı açıklamaları daha önce yayımladık. Bu
yazıda da Almanya ziyaretiyle ilgili açıklamalarını ve bizlerin
sorularına verdiği yanıtları yayımlıyoruz. Önce Erdoğan'ın
açıklamaları...
BAŞARILI BİR ZİYARET OLDU
'GERÇEK BİLGİLERİ BİZE SORUN' MESAJI
ALMANYA'YA 136 İSİM VERDİK
İsimlerin tamamını bilmiyorum ama külliyetli bir liste. Gerek
Almanya, gerek ABD'ye bu listeler zaten hep veriliyor. Almanya'da
136 kişilik bir liste. ABD'ye iletilen listede ise sayı o kadar
değil. Almanya'ya PKK ile ilgili daha önce 4 binin üzerinde isim
verilmişti. ABD'ye de 85 koli belge ilettik. Daha sonra sayın
Trump, belgelerden ziyade isimlerin iletilmesini istedi. Biz de
20'nin üzerinde isim bildirdik. Ancak bunların terör anlayışları
bize göre farklı. Bu hususta bizim gibi sorun yaşamadıkları için
bizi anlama konusunda zorlanıyorlar.
Bunların hemen hemen hepsi uzun yıllar Türkiye'de faaliyet gösteren
şirketler. Bunların yeni yatırımlara girmesini teşvik edelim
istiyoruz. Siemens, Bosh, Türkiye'de 150 yıllık, 130 yıllık
şirketler. Otomotiv sektörüne yönelik bazı şirketler var. Tüm bu
şirketleri yatırım ofisimiz vasıtasıyla yakın takibe alacağız.
Gerek TOBB gerek DEİK ile temaslarını sağlayıp inşallah adımları
atacağız.
O BORÇLAR CHP'Lİ KOALİSYONLARINDI
Gülünç. BM'de yaptığımız konuşma ortada. Borç aldıysak nereden
almışız, bunu da söylesin. Bizim bu tür ziyaretlerde maksadımız,
yabancı yatırımları ülkelerimize çekmek. Kaldı ki, biz görevi
devraldığımızda hatırlarsanız Türkiye'nin IMF'e 23.5 milyar dolar
borcu vardı. Geçmişte CHP'nin de koalisyon ortağı olduğu dönemlerin
bir borç yüküydü o. Bizim dönemimizde sıfırlandı. Bizim IMF ile şu
an herhangi bir işimiz olamaz. Biz şu anda ülkemizdeki durumu zaten
toparlamaya başladık. Çok kısa zamanda bu sıkıntıyı atlatacağız,
2019'a da çok daha ciddi, çok daha farklı bir şekilde
gireceğiz.
SAĞLIKTA ORTAK ÜRETİM OLABİLİR
'Trump yönetiminin tek taraflı politikalarının Avrupa'da da
rahatsızlık yarattığını görüyorum. Gerek AB, gerek diğer bölgelerle
işbirliğimizi güçlendirerek adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.
Sanayi ve Teknoloji Bakanımız muhataplarıyla, Hazine ve Maliye
Bakanımız muhatapları ile çalışmaları yapacaklar. MR, tomografi
gibi araç gereçlerin birçoğu Siemens ile ilgili. Bunu da Siemens'in
başkanı ile görüşme imkânımız oldu, belki bunların Türkiye'de ortak
üretimi söz konusu olabilir.'
SADECE ÇİN'İN BİR DURUŞU OLABİLİR
Rusya, Çin, Almanya yakınlaşmayacak mı? Sen yine de soru işaretini
koy oraya. Bu saydıklarınız arasında, şu anda bir duruş
sergileyebilecek olan ülke belki Çin olabilir. Ben bu konuda yine
de bir yorum yapmayayım.
'YEMEKTEKİ O TÜR YAKLAŞIM ŞIK OLMADI'
Akşam yemeğindeki konuşmada o tür bir yaklaşım sergilenmesi şık
olmadı. Biz sizinle bu konuları görüşmüşüz. Akşam yemeğinde onları
tekrar dile getirmenin gereği yoktu. Almanlar bile bundan rahatsız
oldular. 'Steinmeier yanlış yaptı, Erdoğan da haklı tepkisini
ortaya koydu' şekilde konuşanlar olmuş. Biz bizim ülkemizde, bir
misafirimizi yemeğe davet edip, ondan sonra böyle bir girişimde
bulunmayız. Medya şöyle der şeklinde yersiz yaklaşımlarla ya da iç
politika adına o tür bir tavır sergilenmesinin doğru olmadığı
kanaatindeyim.
ERDOĞAN 8-9 EKİM'DE MACARİSTAN YOLCUSU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8-9 Ekim'de Macaristan'a resmi ziyaret
gerçekleştirecek. Erdoğan, Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ve
Başbakan Victor Orban ile ekonomik ilişkiler, mülteci meselesi ve
Suriye gibi konuları değerlendirecek. Erdoğan ile Orban'ın
görüşmesinde 2.5 milyar dolar seviyesinde olan ticaret hacmini 5
milyar dolara çıkartmak için atılacak adımlar da ele alınacak
SURİYE TOPLANTISINA SURİYE DAVETLİ DEĞİL
İdlib başta olmak üzere Suriye'yi konuşacağız. Amacımız daha olumlu
istikamette daha iyi yere taşımak. Şimdi bir small grup diye bir
şey çıkardılar. ABD, Mısır, Suudi Arabistan, İngiltere, Ürdün,
Almanya, Fransa toplam 7 ülke var. Ben de Sayın Merkel'e "O zaman
bizim toplantımız smaller (daha küçük) olur" dedim. Bu toplantılara
Türkiye'yi çağırmıyorlar. Hatta Suriye'yi bile çağırmıyorlar.
Suriye hakkında toplantı yapıyorlar, Suriye yok. O da Trump'ın
düzenlemiş olduğu toplantı.
EURO 2024'Ü ÇOK
ÖNEMSEMEDİM
Açık konuşayım. Çok da önemsemedim. Bu hep böyle dönüyor. İki dünya
kupasını veriyorsun, bir Avrupa kupasını veriyorsun. Türkiye'ye
gelince şöyle böyle diyorsun. Tesis ise bizim şu anda Almanlar'dan
geri kalan bir halimiz yok. Çok modern ve çok daha iyi tesislerimiz
var. Hayırlı olsun. Neticede masraftan kurtulmuş olduk.
VERDİĞİMİZ DELİLLER ADETA YOK SAYILIYOR
"FETÖ konusundaki yaklaşım farklılığı ortada. Yeterli delil
olmadığından söz ediyorlar. Tüm delilleri, mahkeme kararlarını
ilettiğimiz halde, bunların adeta yok sayılmasını anlamak mümkün
değil. Bölgesel konularda, başta İdlip olmak üzere Suriye konusunda
yaptıklarımızı hep şükranla anıyorlar. İdlib'deki gelinen süreci
takdirle karşılıyorlar. Detaylar hakkında bilgiler istediler, bizde
detaylar hakkında kendilerine gerekli bilgileri verdik. Bu ay
içinde fevkalade bir durum olmazsa Rusya, Almanya, Fransa, Türkiye
bir dörtlü İstanbul Zirvesi'ni inşallah gerçekleştireceğiz. Macron
ile görüştüm, olumlu yaklaşıyor. Bu dörtlü zirve önemli bir adım
olacak."