Başkan Erdoğan Moldova dönüşünde gazetecilere konuştu:
Suudi Arabistan Kaşıkçı olayını aydınlatmalı
İdlib'den ağır silahların çoğu çıkarılmış durumda
İş Bankası'nda milletin hakkını sahibine vereceğiz
Cumhur İttifakı'na sadakatimizi koruyacağız
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'la Moldova ve özerk Gagauz (Gökoğuz) bölgesi ziyaretinden dönüş yolunda gazetecilere gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İşte Başkan Erdoğan'ın sorulara verdiği yanıtların satırbaşları;
- Tarihi ve kültürel bağlarımızın olduğu Moldova'ya 19 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyareti gerçekleştirdik. Moldova ile Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Anlaşması'nı iki Cumhurbaşkanı olarak imzaladık. Moldova'da 80 milyon dolar yatırımı olan TİKA'nın restorasyonunu yaptığı Cumhurbaşkanlığı binasından çok mutlular. FETÖ ile mücadelede Moldova makamlarıyla yakın çalışıyoruz. FETÖ'nün 7 önemli ismi bize gönderilmişti.
Moldova'da bunların halen 5 okulları var. Okulların Maarif Vakfı'na devri için de çalışmalarımız sürüyor.
Gökoğuz Yeri'nin tabii ki ilişkilerimizde özel bir yer var. Buraya yaptığımız ziyaret çok çok anlamlı, çok güzeldi. Kent meydanında Gagauz kardeşlerimize hitap ettik. Küçük büyük demeden tüm ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmek önemli.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gibi yerlerde her ülkenin bir oyu var. Mesela bugün Afrika ülkelerinden ciddi bir destek alıyorsak işte onlar hep bu sayede.
- ABD bu konuda ciddi manada Suudi Arabistan tarafını sıkıştırıyor. Suudi Arabistan'dan açıklama istiyorlar. Benim burada tabii bir şeyi de söylemem lazım. Bana bir heyet gönderdiler.
Gelen heyetle bir görüşme yaptım.
Görüşmede, o zaman şunu söyledim:
"Öyle bir Başkonsolosunuz var ki, yaptıklarını anlamak mümkün değil. Tutmuş, bir yabancı haber ajansının elemanını içeri almış, ona elektrik panolarını gösteriyor, dolapların altındaki kapakları açıyor, onları gösteriyor, son derece lakayt davranıyor.
Ertesi gün bunu ben Kral'a da söyledim. Kral da eleştirilerimize hak verdi. Görüldüğü kadarıyla şu an Suudi Arabistan'da farklı yaklaşımlar da dikkati çekiyor. Gazetelerde Abdülaziz Mutrib'e işaret ediliyor. Netice itibarıyla Suudi Arabistan bu olayı aydınlatmak durumunda.
"Çıktı" diyerek kapatılacak bir olay değil. Olay sonrasında, nişanlısı Hatice Hanım'la da görüşüldü.
Biz, olayın aydınlatılması için üzerimize düşeni yapıyoruz. İstanbul Başsavcımız bir açıklama yaptı. Polis teşkilatımızın yaptığı çalışmalar var.
Ben henüz raporlarını görmüş değilim.
İstihbarat teşkilatımızın çalışması da devam ediyor. Yani dört bir koldan işi takip ediyoruz. Bu işi ortada bırakmamız mümkün değil. Batı ülkelerindeki tepki de gün geçtikçe artıyor. Prens Muhammed bin Selman'ın düzenlediği yatırım konferansına Katılımların iptalleri muhtemelen söz konusu olayla alakalı.
- Ben kendisine "Menbiç'le ilgili olarak oradaki terörist unsurların Fırat'ın doğusuna geçirileceği hususunda söz vermiştiniz. 90 gün denilmişti. 190 güne ulaşacağız hala geçirmediniz.
Bu konuda Trump da söz verdi. Siz de verdiniz. Hatta Obama da 'Bunu çözeceğiz' demişti. Bu konuda mesafe alınması isabetli olur" dedim.
- (Başkan Erdoğan) Herhangi bir aksaklık yaşanmıyor. 15 Ekim itibariyle, ağır silahlar hemen hemen çıkarılması gerekli yerlere çıkarılmış vaziyette. Zaten Savunma Bakanımız da burada. Ayrıntıyı ondan alabiliriz.
-(Savunma Bakanı Hulusi Akar) 300 civarında tank, zırhlı araçlar dahil, oradan alındı. İkna dahil çeşitli yöntemlerle bu faaliyet çok çok büyük ölçüde tamamlandı.
Belirlenen tarihte İstanbul'da bir araya geleceğiz. BM Suriye Özel Temsilcisi De Mistura da görev süresi bitmeden gelip zirvede Cenevre ile ilgili bir bilgilendirme yapmak istiyor.
Fırat'ın Doğusu diye zikredilen yerlere şöyle ağırlıklı baktığımız zaman oralarda adeta çölü görürsün. Ciddi manada bir yer yok. Burada önemli olan şey Fırat'ın Doğusu'ndaki Deyrizur.
Çünkü, orası bir enerji potansiyeli.
Buradan terör örgütü ham petrolü çıkartıp ondan sonra belli yerlerde işlemesini yapıp buradan çok ciddi bir rakam, rant elde ediyor. Putin'in "Fırat'ın Doğusu'nda ABD'nin kontrol ettiği bölgede neler olduğunu kimse bilmiyor. DEAŞ orada tekrar yükselişe geçti" sözleri ABD'ye yönelik bir değerlendirme.
'SEÇİM İTTİFAKI İÇİN UCUZ PAZARLIK PEŞİNDE DEĞİLİZ'
- Sayın Bahçeli'nin ve bizim görevlendirdiğimiz arkadaşlar, yapacakları çalışmalarla işi pişirip bizim önümüze getirecekleri konuma geldiklerinde o zaman tekrar bir araya gelebiliriz. Fakat ortada yani, şu il, bu il, vesaire filan, böyle bir şey söz konusu değil. Bizim asıl üzerinde durduğumuz konu, Türkiye'ye saldırılar karşısındaki duruşumuzdur. "Cumhur İttifakı"na olan sadakatimizi korumaya devam edeceğiz. Öyle ucuz pazarlıklara filan biz girmiş değiliz. Onu da birbirimize zaten yakıştırmayız, yakıştırmıyoruz.
"TRUMP'A 'ÜLKEMİN YARGISINA SAYGI DUYACAKSIN' DEDİM"
- Brunson'dan öncesine uzanan FETÖ elebaşının verilmesi talebimiz vardı. Suçluların iadesi anlaşması doğrultusunda pekala bize verilebilir. Biz klasörleri, hepsini gönderdik. Ama Türkiye'de onun tek savunucusu var, o da Kılıçdaroğlu. Trump ile görüştüğümde, "Klasörleri bırak, bana dosyaların numaralarını gönder, yeter" dedi. Biz dosyaların numaralarını gönderdik. Olayın takipçisiyiz. Hakan Atilla meselesi, zaten süre cinde yürüyen bir durum. Halk Bankası meselesi ise tamamen bir idari karar, rahatlıkla çözülmesi mümkün. Bu hadiselerin, Brunson olayıyla alakası yok. Sayın Trump'a baştan beri, "Türk yargısına güvenin. Gerçekten bırakılması gerekiyorsa, 12 Ekim'de yargımız bırakır. Bırakılması gerekmiyorsa da yargımızın vereceği karara saygı duyacaksınız" dedim.
'PİYASALAR RAHATLAMAYA BAŞLADI'
Pompeo'nun yaptırımları kaldıracakları yönünde açıklaması oldu. Dikkat ederseniz, hafta başı ben arkadaşlara da söyledim. "Bu hafta piyasalarda bir rahatlama olursa şaşırmayın" dedik. Ve zaten piyasalarda da rahatlama başladı. Para piyasalarındaki rahatlama sadece ABD ile ilişkilerde normalleşmeye bağlı değil. Amerika'nın takındığı tavır da buna dahil ama atılan adımlar, birçok yerle görüşmeler ve bu sürecin aynı şekilde takibi birçok şeyi daha da değiştirecek.