BANKACILAR ve ekonomistler yarın toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’ndan (PPK) ortalama 1 puanlık bir faiz artışı daha çıkmasını bekliyorlar.
Yarın faiz artışının birçok açıdan şart olduğunu belirten bankacılar, ancak bunun yeterli olmayacağını, önümüzdeki dönem ekonomi politikalarının bir an önce netlik kazanması gerektiğini de sözlerine ekliyorlar.
Mevcut ortamda faiz artış kararı bir çok açıdan şart görünüyor. Şartlardan ilki Merkez Bankası bağımsızlığı konusunda artan şüpheler ve faiz artışı olmadığı takdirde bu kanının kemikleşecek olması. Siyasetin Kurum kararları üzerinde baskısı olmadığını ispatlaması açısından Merkez Bankası yönetiminin faiz artışı kararı alması gerektiği düşünülüyor. Bunun tek başına Merkez Bankası bağımsızlığını ispatlamak için yeterli olamayacağı ama bir ön şart niteliği kazandığı görüşü piyasalarda hakim.
İkinci önemli neden ise enflasyon başta olmak üzere belirgin bir bozulma trendinin ortaya çıkması, bununla birlikte Hazine kağıtlarındaki ve piyasadaki faiz oranlarının yüzde 20’lere dayanmış olması. Merkez Bankası Nisan –Haziran döneminde yani üç ay içerisinde 5 puanlık faiz artışı yaptı ama bunun yetmediği görülüyor. Haziran sonunda enflasyon yüzde 15.4’e kadar çıkarken mevcut veriler artışın süreceğini gösteriyor. Piyasada en iyi ihtimalle, enflasyonun önümüzdeki aylarda yüzde 17-18’lere kadar çıkacağı tahminleri yapılıyor. Kurlardaki mevcut seyrin devamı halinde enflasyonun yüzde 20 hatta daha üstüne çıkacağı yorumları yapan piyasa analistleri bile var.
Yine milli gelirin yüzde 7’sine yaklaşan cari açık rakamı da dengenin bozulduğunu ortaya koyan başka bir veri oldu. Bu nedenle yeniden artan kurların aşağı inmesi, en azından dolardaki 4.80 TL seviyelerinin korunması için bile Merkez Bankası’nın yeni faiz artışı yapması kaçınılmaz görülüyor.
1.5 PUAN BEKLEYEN VAR
Bir diğer neden de
önümüzdeki dönem ekonomi politikalarının henüz netlik kazanmamış
olması. Büyümeci eğilimin, 2019 Mart yerel seçimlerinin de
etkisiyle süreceği yönünde genel bir kanı var. Halbuki artık
enflasyon ve cari açığın azalması için büyümede frene basılması
gerekiyor. Ancak bu fren öyle olmalı ki; büyüme oranları bir miktar
düşse bile Türkiye ekonomisi büyümeye devam etmeli, durmamalı. Aksi
takdirde bu kez borçlu ve zor durumda kalan şirketlerin
geleceğinden korkuluyor. Yani çok hassas bir dengenin kurulması
gerektiği ortada. İşte bunun başarılıp başarılamayacağının belli
olması için Hükümetin önümüzdeki dönem uygulayacağı ekonomik
politikaların netlik kazanması gerekiyor. Bu belirsizlik de faiz
artışını gerekli kılan başka bir unsur oluyor.
Tüm bu unsurları değerlendiren bankacılar ve ekonomistler yarınki toplantıdan ortalama 1 puanlık faiz artış kararı bekliyorlar. Kimisi 1 puanın altında yapılacak faiz artışlarının piyasaya bozabileceğini bile söylüyor.