Bunun en önemli nedeni, iç ve dış siyasi gelişmeler ve bu
nedenle oluşan tedirginliğin öne çıkmaya başlaması. Hem Ankara’da
hem piyasalarda artık başlayan siyasi tedirginliğin ekonomiye de
tehdit olarak görülmeye başladığını söyleyebiliriz.
Aslında iç ve dış siyasette son dönem yaşanan gelişmelerin önemli
riskler barındırdığı bir çok kimse tarafından dile getiriliyordu.
Ancak Almanya’dan son günlerde gelen Türkiye’ye karşı kararların
somutlaşmaya başlaması ve ABD’deki mahkemelerde görülen davaların
Türkiye’yi her geçen gün daha fazla etkiler hale gelmesi, artık
siyasi risklerin hissedilmeye başlamasına neden oldu. İktidara
yakın kaynaklar yurtdışındaki bu gelişmelerin parti ve hükümet
içinde tedirginlik yarattığını yazıyorlar. Hükümete yakın medya
organlarında bile, şimdiye kadar hiç olmadığı biçimde, uygulanan
politikalara ilişkin ciddi eleştiriler çıkmaya başlaması artık
dikkat çekiyor. Bunun yanında kamuoyu önünde Cumhurbaşkanlığı
ekonomi danışmanlarının birbirleriyle atışması, eski ve yeni
bakanların kavgaları hem Ankara’daki bürokrasi, hem de piyasalar
tarafından yakından izlemeye alındı.
Bu arada piyasa uzmanlarının AKP yetkilileri ve bürokratlarla
yaptıkları özel görüşmelerde, hem hükümet hem parti içinde
çekişmelerin öne çıktığına ilişkin konuşmaları dikkat çekiyor. Tüm
bu haberlerin anında piyasalara yayıldığını, bunun ileriye dönük
tedirginliği artırdığı açıkça gözüküyor.
O nedenle AKP’nin il ve ilçe kurultaylarının, hükümet içindeki ve
danışmanlar arasındaki tartışmaların piyasalar tarafından izlemeye
alındığını görüyoruz. Ancak piyasaların ileriye dönük
tedirginliğinde, bunla...