Erdal Sağlam Hürriyet Gazetesi

Bunun adı tek hesap değil havuz hesabı

TORBA yasayla gündeme getirilen ‘Tek Hazine Hesabı’yla ilgili tartışmalar devam ederken, geçmişe dönük bir çok çağrışımı da beraberinde getiriyor. Bu hesabın daha çok Refahyol...

13 Şubat 2018 | 106 okunma

TORBA yasayla gündeme getirilen ‘Tek Hazine Hesabı’yla ilgili tartışmalar devam ederken, geçmişe dönük bir çok çağrışımı da beraberinde getiriyor.

Bu hesabın daha çok Refahyol Hükümeti döneminde gündeme gelen havuz hesabını çağrıştırdığını söylememiz gerekir. Zaten kamu kuruluşları için Hazine’de tek hesap uygulaması varken, KİT’lerin ve fonların da kapsama alınması bence buna Tek Hesap yerine Havuz Hesabı denmesini gerektiriyor.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, yeni yaptığı açıklama ile kamunun nakit yönetiminin efektif hale getirilmesi için böyle bir yola gidildiğini söylemiş. Bunu yaparken de Avustralya dahil başka ülke örneklerinden söz etmiş.

Her şeyden önce şunu söylememiz gerekir ki; böyle bir hesabın oluşturulması ekonomi çevrelerinde “yine sıkışıldı, demek ki ekonomide zor günler bekleniyor” algısı yaratıyor. Konuştuğum bankacıların da geçmişteki bu tip örneklere dikkat çekerek, ekonomik olarak sıkıntıların, nakit yönetiminde zor günlerin beklentisinin bir işareti olarak yorumladıklarına şahit oldum. Yani yine “attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmez” misali, faydadan çok özellikle yaratacağı tedirginlik nedeniyle yanlış bir iş yapılıyor olabilir.

Havuz hesabı ekonomi gazetecilerini uzun süre meşgul etmiş konulardan biridir. Refahyol Hükümeti döneminde milli görüş ideolojisi çerçevesinde gündeme getirilmiş, siyasi bir karar olarak algılanmıştı. Şimdi bazı yorumcular o dönem bu hesap sayesinde çok önemli tasarruflar yapıldığını söyleseler de, hesap ortada. O dönemin ekonomi yönetiminin başarısızlığı, sonucunda bir sürü krizin oluşmasına neden olan yan unsurlardan biri olduğunu biliyoruz.

Aslında mevcut iktidar için de bu karar yeni değil. AKP’nin iktidar olduğu ilk aylarda hemen havuz hesabı yeniden gündeme getirilmiş ancak o dönemki tartışmalar ve geçmişteki deneyim göz önüne alınarak böyle bir kararın uygulamasından vazgeçilmişti.

Şimdi yeniden ısıtılıp gündeme getirilmesinin dış kaynağın kısıtlandığı, seçime kadar yüksek büyümenin sürdürülmesi için her şeyin denenmeye başladığı bir döneme denk gelmesi de, zaten başlı başına bir tedirginlik unsuru.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
TUSAF un ihracatının artması için rejim değişikliği istiyor 29 Nisan 2019 | 222 Okunma Faiz indirim beklentisi yine ötelendi 23 Nisan 2019 | 170 Okunma Huawei, 5G dahil ayrımcı olmayan politikalar istiyor 22 Nisan 2019 | 102 Okunma Beklentileri olumluya çevirmek 15 Nisan 2019 | 1.286 Okunma Tedbirler finans ağırlıklı 11 Nisan 2019 | 163 Okunma