HÜKÜMET yeni teşvik paketi açıklarken, bu teşviklerle 2018’de de ekonominin canlandırılacağını söylüyor. Ekonominin yeterli dış kaynağı sağlamadan canlanması, sadece bu teşviklerle mümkün olamaz.
Torba yasa ile getirilecek düzenlemelerin bakanlar tarafından “reform” ya da “yapısal tedbirler” diye lanse edilmesi ise çok iddialı ve abartılı. Çok sayıda ve birbirinden kopuk vergi indirimi ağırlıklı teşviklerin böyle nitelendirilmesi, bence reform ve yapısal tedbir tanımlamalarının içini de boşaltıyor.
Bu teşviklerin işe yaraması için her şeyden önce yatırım ikliminin oluşması şart. Şu anda bir yatırım ikliminin olmadığı ortada. Yatırımcılar önlerini göremiyorlar ki, yeni yatırım planlasınlar. Küresel finans koşulları, Türkiye’nin dış dünyayla yaşadığı gerilim, içinde bulunduğu siyasi ortam, OHAL’in devamı, bölgedeki gerilimler ve Türkiye’nin sıcak çatışma içine girmiş olması yatırım ikliminin oluşmasını engelleyen başlıca faktörler. Bu iklimi düzeltemezseniz; istihdam için verdiğiniz Hazine katkılarını sürdürmek, ihracatçıya KDV kolaylığı, otomobil satışlarını canlandırmaya dönük hurda teşvikleriniz, bürokrasi kolaylıkları ancak marjinal katkılar sağlayabilir. Ekonomi canlanmadığı sürece sizin Hazine’den karşıladığınız bu teşvikleri karşılayacak gelir artışları da olmaz, bütçe açığınızı artırırsınız.
Bence paket içindeki en yararlı ve sonuç getirebilecek teşvikler teknolojiye dönük teşvikler ama bunların da ancak ileri ki yıllarda sonuçları alınabilir.
İnşaat sektörüne dönük daha çok alt gelir gruplarına dönük devlet katkısının ise sektörün sorunlarına çözüm olamayacağı açık. İnşaat sektöründe alttan alta, birikimli bir sorun yumağı oluştu, şimdi karşımıza çıkmak üzere. Bunun en önemli nedeni hızlı ve hesapsız büyüme. Faiz artışlarının sıkıntılardaki etkisi büyük ve bunun da enflasyonist politikalardan kaynaklandığı açık. Bence zaten inşaat sektörüne devlet yardımlarının da sınırına gelindi. O nedenle yatırım iklimi ve normalleşme sağlanmadan artık bu sektörün sıkıntılarının büyümesi kaçınılmaz.
KREDİ SIKINTISI HİSSEDİLİYOR
Bankacılarla konuştuğumuzda yeni yılda hem kredi talebinde hem de bankaların kredi verme isteğinde ciddi bir durgunluk yaşandığını söylüyorlar. Geçen yıl ekonominin canlanmasında önemli rol oynayan Hazine destekli KGF kredilerinde, bu yıl limit 50 milyar TL yükseltilmesin rağmen, bir hareketlilik gözükmediğini belirtiyorlar. Bir bankacı kamu bankaları dışındaki bankaların çok temkinli bir tavır içine girdiklerini ve yeni kredi konusunda bu yıl sıkıntıların büyüme ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi.