FAİZ artışı bekleyen piyasalarda Merkez Bankası kararı geciktikçe, beklenen artış oranının da yükseldiği gözleniyor. Geçen hafta 1.5 puanlık faiz artışının yetip yetmeyeceğini konuşan piyasa oyuncuları şimdi en az 2- 2.5 puanlık artış gerektiğinden söz etmeye başladılar.
Geçen hafta yapılan ekonomi zirvelerinde artış kararının alınmasını bekleyen piyasalarda, bunun olmayacağı anlaşılınca, kurlar yeniden yukarı gitti. Hafta sonu 4.31 TL’yi aşan dolar kurunun bu hafta nasıl seyredeceği merak konusu.
Bazı piyasa oyuncuları yaşananlara bakarak, “Merkez Bankası’nın faiz artışı konusunda iktidarı ikna edemediğinin anlaşıldığı” yorumunu yapıyorlar. İngiltere’de finans kesimiyle yapılacak toplantıları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın finans çevreleriyle bir araya gelmesini de buna dayanak olarak gösteren bir bankacı, “Sanıyorum finans çevreleriyle konuşup faiz ve kuru frenleyebiliriz kanaatine vardılar” dedi. Böyle bir şeyin olamayacağını kaydeden aynı bankacı, o nedenle bu haftanın piyasalarda epey hareketli geçebileceği yorumunu yaptı.
Londra’da yapılacak temaslarda verilecek mesajların, yöneltilecek sorulara gelecek yanıtların önemli olduğunu, içerideki mesajların orada tekrarlanması halinde kurların yukarı gidebileceğini kaydeden aynı bankacı, haziran ayındaki normal PPK toplantısına kadar faiz artırmadan gidilmesinde ısrarlı olunursa, karşılığında çok daha yüksek kurlara katlanılması gerekeceğini de söyledi.
Piyasa oyuncularının hemen hepsi faiz artışı yapılmadan kurların başka yöntemlerle frenlenmesinin artık mümkün olmadığını, bu gerçeği yönetimin biran önce görmesini umuyorlar.
NİYE ŞİMDİ KORKMAYA BAŞLADILAR?
24 Haziran sonrası için mevcut yönetimin faiz ve kurlarla ilgili söylediklerinin piyasaları iyice korkuttuğu görülüyor. Bir bankacıya, “daha önce de bu söylemler olurdu ama nasıl olsa gereken yapılır derdiniz, şimdi ne değişti?” diye sorduğumda aldığım yanıt ilginçti. Daha önce bu söyleme rağmen uygulamayı düzeltip gerekeni yaptırmayı başaran isimlerin olduğunu, şimdi Mehmet Şimşek’in gücünün zayıflamasıyla birlikte bu konuda umutların azaldığını, bu nedenle artık söylemlerden daha fazla korktuklarını söyledi. Merkez Bankası yönetiminin sorunu gördüğünü sandıklarını kaydeden aynı bankacı, ancak artık uygulamaya geçememesinin tedirginliği artıran önemli unsur olduğunu kaydetti. Bu arada mevcut iktidarın devamı halinde artık ekonomik anlayışı farklı isimlerin devrede olacağı beklentisi oluştuğunu, bunun da ileriye dönük risk algısını artırdığını da söylemeliyiz.