HÜKÜMET 16 Nisan referandumu öncesi, bir yandan tüm kesimleri
rahatlatacak tedbirler alırken, öte yandan de ekonomide istikrar
sağlandığını söylemeye başladı. Son günlerde 3.60 liraya inen dolar
kurunu örnek verirken, kurun daha da düşeceğini, istikrarın artık
sağlandığını vurguluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aslında ekonomide önemli bir sorun
olmadığını, yaşanan sıkıntıların küresel hareketlerden
kaynaklandığını savunuyor. Başbakan ve bakanlar da son günlerdeki
konuşmalarında ekonomiye ağırlık vermeye ve istikrarın sağlandığını
belirtmeye başladılar.
Kalkınma Bakanı Lütfü Elvan da dün bir konuşmasında, “Merkez
Bankası’nın zamanında ve etkili uyguladığı para politikası
önlemleriyle döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmayı durdurduğunu ve
kurların aşağı yönlü bir eğilim izlediğini” söylemiş.
Elvan’ın son dönemdeki Merkez Bankası uygulamalarının etkili
olduğunu söylemesi, bence doğru bir tespit. Ancak biraz eksik değil
mi?
Unutmayalım; son 2 yılda dolar kurunda yaşanan değer artışı yani
devalüasyon, bir ara ulaşılan 3.90 TL’lik seviye nedeniyle yüzde
70’i buldu. Bu oranı gördük şimdi kurlar geriye gidiyor ama şu anda
3.60 TL’ye inen dolar kuru ile hesaplasak bile, son 2 yıldaki
devalüasyon oranı hala yüzde 54.
Sormak istediğim; tamam son iki haftada uyguladığı politikalar
doğru ama Merkez Bankası son 2 yıldır ne yapıyordu? Görevi ulusal
parasını korumak olan bir Merkez Bankası, 2 yılda yüzde 70, hadi
diyelim yüzde54 devalüasyona izin veriyorsa görevini yapmış mı
oluyor, başarılı mı sayılmalı?
Gelelim, son iki haftadır neyin doğru yapıldığına. Bundan önce
küresel gelişmelerin son dönemde uygun olduğunu söylememiz
gerekiyor. Ancak daha önce de böyle avantajlı küresel süreçler
olmuş ama TL değer kaybetmeye devam etmişti. Merkez Bankası son iki
haftada ne yaptı biliyor musunuz; faizleri yükseltti. Yüzde 8 olan
ortalama fonlama faizini yüzde 11’e kadar çıkarttı da, o nedenle
TL’nin aşırı değer kaybı durdu.
Peki, daha önce neden yapmadı derseniz; çünkü cumhurbaşkanı ve
hükümet faizlerin artırılmasını istemiyordu, o nedenle de Merkez
faizi artırmadı. Böylece bağımsız kalamadığını da göstermiş oldu.
Bıçak kemiğe dayanınca yani dolar kuru 4 TL’nin sınırına dayanınca,
Merkez Bankası da gerekeni yapmaya başladı.