SAĞLIK sektörünün durumu genellikle hastanelerin, özellikle acil servislerin durumu, ilaç fiyatları gibi konularla gündemimize geliyor. Ancak sektörün tüm bileşenlerinde biriken sorunlar var ve bunları da konuşmak gerekiyor. Çünkü bu sorunların büyümesi hastanelerin durumunu daha da ağırlaştıracak.
Erişimden hizmet kalitesine kadar bir çok adımın atıldığı sektörde, mali açıdan sorunların büyüdüğü gözlenirken, önümüzdeki yıllara doğru yüklerin atıldığı da ortada. Aslında sadece şehir hastanelerine bütçeden ödenecek tutarlar bile önümüzdeki yıllar için büyük mali tehdit oluşturuyor.
Son dönemde sektörün başka bir bileşeni olan tıbbı cihazlarla ilgili sıkıntılar da gündeme gelmeye başladı. Bunun nedeni ise özellikle üniversite hastaneleri ödemelerindeki büyük tıkanıklık.
Tek tek üniversite hastanelerinin iflas aşamasına geldiğine ilişkin haberleri duymaya başladık. Bunun sonucu olarak da ödemelerini yıllardır alamayan tıbbı cihaz firmalarının iflası başta olmak üzere, bir çok ciddi yan etki görebiliriz.
Çapa, Cerrahpaşa, Hacettepe, AÜ İbni Sina, Gazi, Ege, 9 Eylül, Akdeniz, Çukurova, 19 Mayıs, İnönü gibi büyük ve köklü üniversitelerin ödeme vadeleri artık 24 ila 40 ay arasında değişirken, geri kalanların benzer durumda olduğu, çok azının ödeme vadelerini 18 ayda tutabildikleri kaydediliyor.
Üniversitelerde çoğunlukla devlet hastanelerinde yapılamayan ameliyat ve tedaviler yapıldığı için artık hastaların doğrudan etkilenmeleri söz konusu.
Tıkanmaya ilgili bilgi veren bir firma sahibi ödeme tıkanıklığının 10 yıl önce başladığını, ancak 5-6 ay çıkan vadelerin artık 3 yıla kadar çıkmaya başladığını belirtti. Aynı yetkili, “Şu anda birçok üniversiteden 2015 yılı başında kestiğimiz faturaların ödenmesini bekliyoruz. Bu malları Euro 2.80 TL, dolar 2.30 TL iken satmışız, bir ay sonra KDV’sini, ortalama 3 ay sonra yurtdışına mal bedelini, bir daha ki sene başı kurumlar vergisini ödemişiz. Ama 2018 başı olmuş, hala ne zaman bu faturaları tahsil edeceğimizi bile bilmiyoruz” diyor.