Geçtiğimiz günlerde BM Genel Kurulu tarihi bir oturuma tanıklık etti. ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası hukuk ve BM’nin ilgili kararlarını ayaklar altına alarak Kudüs ile ilgili oluşturmak istediği eşkıya düzeni Genel Kurul’da oylandı.
Oylama öncesi, ABD’nin BM temsilcisi tarafından bütün üye ülkeler diplomatlarına gönderilen mektupla açık açık tehdit edildi. Dünya diplomasi tarihinde böylesine eşkıyalığa hiç rastlanmamıştı. ABD’nin bu hukuk tanımaz tutumu ve tehdidi 128 ülke tarafından tek kelime ile ciddiye alınmadı.
Recep Tayyip Erdoğan, yıllardır “Dünya beşten büyüktür” mottosu ile BM Güvenlik Konseyi’ndeki adaletsizliğe dikkat çekmeye çalışıyordu. Ve Genel Kurul’daki Filistin’in başkenti Kudüs’ün statüsü ile ilgili oylama, Sayın Erdoğan’ın “dünya beşten büyüktür” sözü, ABD’ye üye ülkeler tarafından hatırlatıldı.
ABD’nin BM Genel Kurulu’nda aldığı yenilgi unutulmayacak bir diplomatik felakettir. Birleşik Devletlere destek veren ülkelerin dünya siyaseti, ticareti ve adaletin korunmasındaki varlıklarını göz önünde bulundurduğumuzda felaketin boyutları daha da netleşiyor.
Birleşik Devletler, dünyanın aldığı bu karara saygı duyup uluslararası hukuka ve Filistin Devleti’nin haklarına riayet edeceğine, 1700’lerde Amerikan yerlilerine karşı acımasızca davranan kovboy atalarını gölgede bırakmak istiyor adeta.
BM Genel Kurulu’nda Kudüs ile ilgili alınan karar, yıllardır savunageldiğimiz 1945 Yalta Anlaşması’nın iflasının son noktasıdır. Doğu Bloku yıkılıp ABD Irak’ı işgal edince, Francis Fukuyama adlı yayılmacı Amerika’nın fikir babası oldukça ilginç bir tez ortaya sürmüştü.