Koltuğunu ve siyasi varlığını porno kasete borçlu olan bir insana gazetedeki köşemizde yer almak bence bir züldür. Değil Ana Muhalefet lideri, ülkenin lideri olsa bile böylesine aciz bir insanı köşelerimize taşımakla hem gazete sahiplerinin bize verdiği bu imkânı istismar etmek, hem de okura büyük hakarettir.
Aslında Kemal Bey'e böylesine dikkatli ve okura hürmet çerçevesinde yaklaşsaydık, Baykal'ın değil “Erotic movie-Volume 1” kaseti, Brezilya dizileri misali beş yüz bölümlük “erotic movie”si bile onu ayakta tutamazdı. Ne var ki Türk matbuatında böylesine hassasiyet gösteren kalem sayısı o kadar az ki… Kemal Bey, yüz kızartıcı fiillerin olduğu kasetleri tramplen olarak kullanarak o koltuğa oturduğu günden bu yana bu köşede kendisinden tek satır dahi söz edilmemiştir hamdolsun.
Başlangıcında bile FETÖ-NATIO-GLADIO kurgusu olduğu çok açıkça belli olan “adalet” yürüyüşü çok cılız, silik ve sinik olduğu gün gibi ortadaydı. Ne var ki AK Parti cenahının “FETÖ için adalet” yürüyüşünü ciddiye alması, bu FETÖ'cü eyleme değer atfettirdi.
Daha Kemal Bey, Ankara'dan ilk adımını attığı gün, bu yürüyüşün aynı zamanda kendi koltuğunu koruma amaçlı olduğu belliydi. CHP'de vicdanı olan ve kafası çalışan herkes bunu dile getirmişti. Sosyal medyadaki aklı başında olanlar, “FETÖ için adalet yürüyüşü”nün aynı zamanda Kemal Bey'in koltuğunu sağlama amaçlı olduğu biliyor ve bunu sosyal medyada dillendiriyordu.
Ne var ki AK Parti yönetimi Kemal Bey'in bu sakil “Paralel Yürüyüş”üne çok önem atfetmiş gibi bir tutum içine girdiler.
Sanki, AK Parti, Kemal Bey'in CHP'nin başında kalmasını istiyorlar. Çünkü CHP'yi Kemal Bey'in Paralel koşumları bu partinin kendi tabanının gözünden gün be gün düşmesine ve bitmesine sebep oluyor. Yani Kemal Bey kaldıkça CHP'den CHP'lilerin kaçışı hızlanacak. Her iktidar, hiçbir gücü, etkinliği, inandırıcılığı ve siyasi aklı olmayan ana muhalefet ister.