İsrailoğulları, M.Ö. 1000 civarında, Davut aleyhisselamın güç ve kuvvet sahibi olduğuna inanıp “Kutsal Yağla mesh edilerek” krallık tahtına oturttular. Ve Davut aleyhisselam, yaklaşık 50 yıllık iktidarında İsrailoğullarının en parlak dönemini yaşattı onlara. Ve Yahudiler, Davut aleyhisselama “Mesih Kral” unvanı verdi. Akabinde oğlu Süleyman aleyhisselam oturdu krallık koltuğuna. Ancak, Süleyman aleyhisselam, babası kadar başarılı olamadı. Onun ölümünden sonra oğulları arasında taht kavgası başladı. Devlet ikiye bölündü.
M.Ö. 700'lü yıllarda Asurlular devletin bir bölümünü, 586'da ise Babilliler geriye kalanını yıktı. Böylece İsrailoğullarının 2500 yıllık sürgün hayatları başladı. Yahudilerin katıksız Irak düşmanlığı ve bu ülkeyi parçalama arzularının sebebi, Babil'in Irak topraklarında olmasıdır.
İsrailoğullarının sürgün hayatları ile birlikte “Kral Davut gibi bir Mes(i)h Kral gelip bizi esaretten kurtaracak” inancı hâkim olmaya başladı. Hıristiyanlık ve İslam'daki Mesih/mehdi inancının temeli İsrailoğullarının bu hurafesine dayanmaktadır.
Mes(i)h Kral, Yahudilik itikadının temellerinden biridir.
Bu Mesih inancı, Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanlara çok ağır bedeller ödetmiştir. Örneğin, Milattan sonra 60 yılında kendini Mesih ilan eden Simon bar Giora, bir milyon Yahudi'nin katledilmesine sebep oldu. Yine M.S 132-135 yılları arasında da Mesihliğini ilan eden Bar Kohba'nın isyanından dolayı Romalılar, Kudüs'te taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadılar. Ve Yahudiler tümüyle Kudüs'ten atılıp sürgüne gönderildiler.
Silikonlu kedicik kovalayıp dünyanın ilk pavyon televizyonunu kuran azgın teke mehdimizin(!) topluma verdiği zarar bunların yanında çok hafif kalır.