Reza Zarrab kim... Kiminin Rıza Sarraf dediği genç bir adam; meşru olmayan işler yaparak edindiği serveti büyütebilmek için AKP'li bakanlara rüşvet veren biri. İran'ı ve ABD'yi dolandırmakla ve bu ülkeleri ekonomik zarara uğratmakla suçlanan Zarrab, Türkiye'deki pis işleri yüzünden yargılanması gündeme gelince Amerika'ya kaçtı ama cehennemin de dibine düştü... Günlerden beri, tıkılı olduğu cezaevinde değil... Avukatları bile nerede olduğunu bilmiyor. Değişik söylentiler var; ev hapsinde diyorlar, başka bir cezaevine sevk edildi diyorlar, CIA tarafından koruma altına alındı diyorlar, itirafçı oldu salıverildi diyorlar, hatta konuşmasın diye öldürüldü diyorlar... Bu söylentilerin biri bile doğrulanmadı. Zarrab'ın nerede olduğu ve başına ne geldiği hâlâ meçhul! * * * Rüşvetten sabıkalı olan bu herifin hak ve hukukunu aramak maalesef AKP iktidarına kaldı... Nitekim, duruma açıklık getirilsin diye ABD nezdinde girişimler yapıyor, ısrarla akıbetinin ne olduğunu sorup duruyorlar... Biri çıkıp da "Size ne kardeşim, rüşvetçi birinin hak ve hukukunu sahiplenmek size mi kaldı, üzerinize vazife mi" demiyor. * * * Soran biri çıkarsa verecekleri cevap hazır: -Çünkü Reza Zarrab Türk vatandaşı... Şayet AKP Meclis Grubu, aldığı talimatın hilâfına davransaydı ve adı rüşvete karışan bakanları aklamasaydı, dört kafadar rüşvet yemek, karşılığında yasa dışı işlere göz yummak, hatta katılmak suçlarından Yüce Divan'da yargılanacaktı. Tabii Reza Zarrab da sanık sandalyesine oturtulacaktı... O aşama kazasız belasız geçiştirildi, kimse yargılanmadı... Ancak genel istek, "Hiç olmazsa Zarrab yargılansın" yönündeydi. Bu söz konusu olunca, Zarrab tatil bahanesiyle ABD'ye kaçtı ama evdeki hesap çarşıya uymadı, yakalandı. * * * Vaktiyle dört bakanı aklayanlar o süreçte Reza'yı da aklamış oldular... Bu rüşvetçi oğlanın ABD nezdindeki hak ve hukukunu işte bu nedenle sahipleniyorlar... Onun yargılanmasının önünü kesmek, el çabukluğuyla aklanan diğer zevatın yargılanmasının da önünü kesmek olacak... Aksi halde ABD yargısı, Zarrab'ın yanına daha başka isimleri de oturtabilir... Tehlikenin büyüklüğü burada! * * * İktidarımızın hak ve hukuk anlayışı tartışılamayacak kadar açık ve net değil mi!Allah rızası için bir şey söyleyin AB üyeliğimizin kabul edilmesi için, bizden yana tavır koysun diye Muğla ve Aydın illerimize ait 18 adayı Yunanistan'a gönül rızasıyla mı verdik, yoksa böyle bir pazarlık yapılmadı da adalara Yunan mı el koydu açıklanmış değil... Bu konu ne zaman gündeme taşınsa iktidarın sesi soluğu çıkmıyor... Halkımız "Konuşun birader, gerçeği açıklayın..." deyip duruyor... Bu sesi duyan iktidarının ortaya çıkıp gerçeği söylemesi kolay mı... * * * Şu ikisinin dışında ihtimal yok; biri çıkıp ya "Evet adaları biz verdik", ya da "Yunan el koydu" diyecek. Hiç kuşkusuz ikisi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti için züldür; buna sebebiyet verenlerin hemen yargılanmaları gerekir. * * * AKP iktidarının vatanseverliğine, milliyetçiliğine, Atatürkçülüğüne, bağımsızlık anlayışına, hak ve hukuk değerlendirmesine gelin de inanın ve güvenin! Vatan toprağı, hiçbir şeyin karşılığında elden çıkarılamaz, kimseye verilemez. Bu ihanettir... Bölünmez bütünlüğümüze saldırıdır, karşılıksız bırakılamaz! Bütün mesele meram etmekte Fetö elemanı suçlamasıyla teşkilâttan çıkarılan 533 emniyet mensubunun yeniden göreve getirildikleri açıklandı... Nihayet, önümüze geleni fetöcü diye suçlamanın yanlış olduğunu da fark ettik... Okurlarım hatırlayacaktır; haksızlığa maruz kalarak görevinden uzaklaştırılan emniyet mensuplarından sıkça bahsetmiş, hatalı uygulamalara maruz kalanların itibarlarını iade etmek gerektiğini yazıp durmuştum... Çok şükür o günleri de görmeye başladık... * * * Haksızlığa uğrayan sadece emniyet mensupları değil... Eğitimcilerimiz var, sağlıkçılarımız var, yargı mensuplarımız var, bilim adamlarımız var... Mağdur edilen insanlarımızın durumuna hızlı biçimde açıklık getirmeliyiz... Sosyal barışı kurmak hepimizin görevidir; bunu hak ve hukuk yoluyla sağlamalıyız! İnsanların hayatını perişan eden haksızlıkları ortadan kaldırmak ve hepsinin itibarını iade etmek herhalde zor olmamalı... Yeter ki meram edilsin!