Bundan tam 13 yıl önce, 4 Temmuz 2004 tarihinde Irak'ın Süleymaniye kentinde görevli Türk askerinin karargâhını basan ABD askerleri, alçak bir eylem tezgâhlamış, karargâhta görevli subaylarımızı ellerini arkadan kelepçeleyip götürmüştü. Stratejik ortağımız, ne kadar aşağılık ve şerefsiz olduğunu da, subaylarımızın başına çuval geçirerek göstermişti... AKP iktidarının ve Genelkurmay'ın yaşanan bu olay karşısında gıkı çıkmadı... Hatta bir gazetecinin "Amerika'ya nota verecek miyiz?" sorusuna Başbakan olayı hafife alan bir ifadeyle, "Ne notası, müzik notası mı?" diye karşılık verdi... * * * Bu iktidar hepimizi arşivlerde yaşamaya mahkûm etti değerli okurlar... Arşivimize girdik, bir de ne görelim... O tarihte şerefli subaylarımızın kafasına çuval geçirin emrini veren keltoş Amerikalı Orgeneral Roy Odierno, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a "Liyakat nişanı" vermiyor mu... Tarih 27 Ocak 2015... Çuval geçirme olayından tam 11 yıl sonra, ABD Kara Kuvvetleri Komutanı yapılan Orgeneral Odierno nasıl bir liyakat anlayışına sahip ki üstlendiği densizliği unutuyor ve edepsizliğini kıçı kırık bir nişanla gizlemeye kalkıyor... Hatırlatayım; arşiv, tarihe atılan adımın önünde açılan ilk kapıdır; asla yalan söylemez!*** Amerika Birleşik Devletleri, edepten, dostluktan, insanlıktan nasibini almamış bir ülkedir ve önemli işlerinden biri de dost gözükerek Türkiye ile uğraşmaktır. İran'ı dolandıran, bizdeki iktidarın seçkin (!) bakanlarını rüşvetle doyuran, dünyada kara para kazanmayı ve dağıtmayı en iyi bilenlerden biri olan Reza Zarrap, ABD'yi de dolandırmakla suçlanıyordu... Miami'ye para yemeye gittiğinde -22 mart 2016'da- yakalandı ve içeri alındı; o gün bugün Amerikan hapishanesinde... Ya da biz öyle zannediyoruz... Avukatları bir haftaya yakın zamandan beri Zarrap'dan haber alamadıklarını iddia etti. Bazıları da acem oğlanın salıverildiğini ileri sürdü... Harekete geçtik, hâlâ sağlıklı bir bilgi alabilmiş değiliz, vermiyorlar, Zarrap'ın nerede olduğu meçhul! Reza Zarrap bizi neden bu kadar ilgilendiriyor sorusuna gelince, çünkü acem oğlan yurttaşımız, istemesek de başına ne geldiğini öğrenmek istiyoruz... * * * Bize karşı kullansınlar diye Suriye'deki PKK uzantılarına en son teknolojiyle üretilmiş silahları, zırhlı araçları ve mühimmatı veren Amerika'nın bize karşı her türlü girişiminin edepten, dostluktan ve insanlıktan uzak olduğunu söylemek herhalde yanlış olmayacak...*** Arşivime baktığımda bir kez daha anladım ki kovboya, yani sığır çobanına zerre kadar güven beslemememiz gerekiyormuş!...Böylesine rastlayamazsınız Gaffur Ataç eski bir emniyetçi; fetö çetesi elemanı olduğu saptanınca tutuklandı. Eski Genelkurmay Başkanımız emekli Orgeneral İlker Başbuğ'u gözaltına alıp, tutuklandıktan sonra cezaevine götüren isim... Gazetede fotoğrafını gördüm, kriminal bir tip gibi gözüküyor... Dahası, eşi Rabia Ataç da fetö elemanı olmakla suçlanarak aranıyor, halen firarda. Onun da feto haberleşme sistemi ByLock kullanıcısı olduğu belirlenmiş. Diğer bazı fetö elemanı emniyetçilerin eşleri gibi o da aranıyor... Bitti mi... Ne gezer, emniyette ve TSK'da halen operasyonlar sürüyor; fetöcü oldukları geç fark edilen isimler de peyderpey yakalanıyor ve sorgulanıyor... *** Tarihimize bakınız; birbirinin benzeri çok haine rastlayacaksınız ama feto gibisini bulamayacaksınız... Herif sadece Türkiye'ye değil İslam'a da ihanetten sabıkalı! Tencere kapak misali Duygu ve düşünceleri ülkücülükle bağdaşmadığı için merhum Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından kovulan Musa Serdar Çelebi, gidecek kapı bulamayınca AKP'ye ve Erdoğan'a destek vermeye başladı... Çelebi Hatay doğumlu, 1970 yılında MHP Şişli İlçesi Gençlik kolu Başkanıydı... Sonra Almanya'ya gitti, orada kurulu federasyonda rahat durmadı ve ülkücülüğü sömürmeye kalkınca da dışlandı. Kadere bakın; kendisini ülkücülükten dışlayan Devlet Bahçeli ile aynı safta buluştu, Bahçeli de AKP ve Erdoğan'ı destekliyor. Herhalde o işi bundan böyle el ele tutuşarak yapacaklar...FİSKELER İYİ Parti hızlı biçimde örgütleniyor. Yinelemek isterim; örgütü geniş bir yelpaze içinde yer alan isimlerden oluşturmak lâzım. Merkez partisi olmanın ilk gereği bence budur. İYİ Parti buna özen göstermeli. Siyasette de öyledir, yanlış ata binen çabuk iner... * * * Hayati Yazıcı seçim barajının düşürülmeyeceğini açıklayınca Bahçeli'ye hüzün çöktü. Meclis'teki misafirliği sona erecek diye üzgün. Tek umudu kaldı; ortak listeyle seçime girmek; onun da sonuç vermeyeceğini anlarsa kurmaylarıyla postu AKP'ye serecek...