Kentleri betonla kapladığımızdan beri meteorolojik değişimlere sahne oluyoruz...Yediğimiz son vurgunun nedeni de betonlaşmamız. Kentlerimizde yeşil alan bırakmıyoruz...
Geçenlerde yazdım; İstanbul'de beş yüz küsur yeşil alan bir deprem halinde halkın toplanması için boş muhafaza ediliyordu...
Verilen bilgi korkunç; bu alanların üç yüz küsuru imara açılmış, anlayacağınız oralar da betonlaşacak. Deprem anında sığınılacak yeşil alan sayısı iki yüze inmiş durumda...
Kentin nüfusu 14 milyondan fazla, 15 milyona 200 bin kaldı; betonlaşmayı hızlandırdıkça nüfusu da artırmış oluyoruz. Nerede kaldı şehircilik; üstelik bu işin bir de bakanlığı var, adını uyuma bakanlığına çevirsek mi acaba...
* * *
Yeşil alan kalmayınca betonlaşmaya koşut olarak yollar da çoğaldı, hepsi asfalt ya da parke taşı. Sıcaklığı muhafaza eden malzeme. Denizden yükselen buharlaşma bu sıcak malzemenin yaydığı ısıyla değişime neden oluyor ve süper hücreli fırtınayı getiriyor. Son fırtına ve dolu yağışı bu yüzden meydana gelmiş, meteorologların ifadesi böyle...
Bu kafayla, yani rant uğruna betonlaşmaya çanak tutmakla ve göz yummakla devam edersek, Allah muhafaza, daha başka afatla da karşılaşırız...